Daha önce defalarca gitmiş olsam da her seferinde başka bir şeyleri farkediyorum. Zaten doğal olan da bu. O kadar çok eser var ki, bir seferde hepsini algılamanız anlamanız insan doğasına aykırı.
Bu seferki ziyaretimde objektifimin sevdikleri...
Üstteki mezar taşında şunlar yazıyormuş;
"Yüzbaşı rütbesinde emekli, Karnuntum'lu Publis Aelius Pompeius bu mezarı en dindar, üstün bir vakara sahip, iffetiyle namlı, elli yıl yaşayan karısı Prokope ve hayatta iken kendisi için yaptı; eğer biri, bizim definimizden sonra bu lahdi açmaya sür'et ederse parlak Sinop kolonosine beşbin denarius ceza verecek ve mezar soygunu suçundan sorumlu olacak"
Bu mezar taşında ise;
"Selam yolcu! Kallineikos! bir çok azgın dalga aşıp Lethe'nin (unutulmuşluğun) sınırına yelken açtın, ki seni, derinliklerinde deniz yok etmedi, fakat toprak, on dört yıl soylu bir şekilde yaşayıp uzun zaman önce ölen küçük kardeşin Kalligonos'a özenen seni, ağır bir hastalıkla yeryüzünden sildi. Moira'ların kararı böyleydi. Iulius Kallineikos kaptan burada yatıyor.
Arkeoloji Müzesi bahçesindeki Çinili Köşk;
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder