Teknoloji ile ilgili işlerde başı sıkışınca bana müracaat eden birinin bana taktığı isim.
Netta, diye başlıyorsa cümleye yetiş bacımın teknolojik olanına ihtiyaç vardır demektir.
Blog yazmada ki tembelliğim, isteksizliğim, enerji düşüklüğüm zihinsel bir takım mevzulardan olduğu kadar rahat bir yazma ortamı cihazı bulamamakla da ilgiliydi.
İnstagram blogların en büyük katilidir, sözünü sanırım herkes destekler.
Elimizdeki telefon çok büyük bir zamanımızı aldığı ve buna karşın uzun yazılar yazmak için pek ergonomil olmadığından hep yazılar ötelendi. Beynin odacıklarında bir iki tur atıp, yazıya kal denmediği için çekip giden düşünceler uzay boşluğunda yok olup gitti.
Şimdi kim açıcak bilgisayarı, kalem kağıt güzel de ışık lazım, yazacak yer lazım derken al sana bir bahane daha.
Bu işin tek yolu vardı. Telefonu seri bir yazım aracına dönüştürmek.
Yani bluetoothlu bir klavye 😉
Klavye geldi uyumlandı ancak türkçe karakterlerin yerine başka karakterler çıkıyor. :(
google’a sordum kimse bu konuda bir çözüm yazmamış halbuki neyi sorsan bilir.
Ve Netta kimliğim olaya el atıp çözdü. Telefonun klavyeler bölümü, donanım klavyelerden birinde şansını denedi ve artık mükemmel türkçemle yazabiliyorum.
Ve bunun şerefine bir günde 3 yazı yazmışsam…
Kendimi tebrik ediyorum