Urla özellikle gastronomi alanında çok özel mekanlara ev sahipliği yapan şirin bir Ege kasabası.
Ege kasabası çünkü eski şehir diyebileceğimiz çoğunlukla bir iki katlı taş evlerin ve dar sokaklı merkezi, zamanında balıkçıların yoğun olduğu İskele mahallesi, enginar tarlaları, üzüm bağları ve zeytin ağaçlarıyla dolu geniş tarlaları.
3 günlük Urla seyahatinde neler yapılır, nerede kalınır, neler yenir biz denedik tecrübe ettik. Belki size de lazım olur diye yazıyorum.
Urla’da Nerede Kalınır?
Pazartesi’ye gelen 19 Mayıs nedeniyle otellerde yer bulmak oldukça güç, çünkü oteller genelde 4-6 odalı. Farklı konseptlerde çok şirin oteller; kimi bağ evinin odası, kimisi eski şehrin göbeğinde taş konağın odaları, kimi büyük bir bahçenin içinde bir kaç oda.
Bir Dem Urla’da büyük bir bahçe içinde sessiz sakin, merkeze çok da yakın olmayan arabasız ulaşımın zor olduğu bir yerde konakladık.
Merkeze indikçe bir kaç otele baktık ama aklımızın kaldığı, 1890 yılından itibaren 95 yıl postane olan yüksek tavanlı taş binadan dönüştürülen Suo.Lo Urla. Salonu ve restoranı 1890 Urla’yı bize gezdiren ilgili personelini de çok sevdik. Bir sonraki Urla seyahatimizde kalmayı istediğim ilk yer.
Urla’ya vardığımızda kahvaltı için iyi yorumları olan Pastakodu’da şansımızı denedik. Kahvaltı için güzel tabakları ve çok güzel çayı var. Keyifli bahçesi ve ferah dekorasyonu ile güzel yorumları hak ettiğini gördük. Tavsiye ediyorum 👌🏼
Bizim tercihimiz Domatlı Patates ve Topraktan Omlet oldu.
Menüsü burda https://www.pastakodu.com/urunler/
Urla’da Ruhunuzu Beslemek İçin Arkas Sanat Urla…
Karnımızı doyurduktan sonra biraz da ruhumuzu sanatla beslemek için Arkas Sanat Urla’ya gittik. İzmir’in köklü Arkas ailesinin bölgede pek çok sanat merkezinden beri. Gördüğüm için kendimi çok şanslı hissediyorum. Müzenin mimarisi ve peyzajı çok güzel. Üstelik yaseminlerin açtığı zamana denk gelmiş olmamız da büyük şans.
Müzeden sonra tekrar eski şehir merkezine dönüp nerde ne var keşfediyoruz. Kapısındaki kalabalıkla Girit Dondurma ve Tatlı evi bademli kazandibi ile meşhurmuş. Oturmak için masanın başında bekleyip kapmanız gerekiyor. Onun yerine elimize alıp yürüyerek yemeyi tercih ettik. Kazandibi az şekerli oluşu ve üzerine koydurduğum karadutlu dondurma ile lezzetliydi. Fiyatlar makul iki porsiyon için 560 TL ödedik.
Akşam yemeğimiz Urla Bağevi Vineyard’da.
Canlı müzik eşliğinde orta alandaki ateşten gelen odun kokusu eşliğinde lezzetli bir yemek yedik.
İkinci gün sahile, İskele mahallesi ve Karantina Adası’na çevirdik rotamızı.
Karantina adası adından anlaşılacağı üzere karantina bölgesiymiş. Şu an bireysel olarak gidip ziyaret edilemiyor, web sitesinden rezervasyon yaparak (o da 15 kişilik grup olarak) mümkün.
Balık tutmak için popüler bir nokta adaya giden yol. Ana kara ile adayı bağlamak için sonradan yapıldığını tahmin ediyorum. Gökyüzünde bulutlar, durgun deniz ve kayıklar çok fotojenik.
İskele mahallesi balıkçı kasabasından önce yazlığa sonra da turistik restoranlara mesken olmuş ama yine de keyifli. Urla gerçekten yeme içme konusunda güzel mekanlara sahip. Girdiğiniz her dükkanda hem lezzet hem dekorasyon bir arada.
İskele’de Cumhuriyet Fırını ve Merci Cafe’yi önerebilirim. Merci Cafe’de yaban Mersinli Chesecake çok lezzetliydi.
Şansımıza Urla pazarını, çuval çuval tezgah tezgah enginarı da yerinde gördük.
Günün geri kalanını üzüm bağlarında değerlendirmeye karar verdik.
Urla’nın En Güzel Bağları
Urla Şarapçılık, vitrin bağları ferah ortamı ve havuzun altında konumlanan mahseni ile oldukça fotojenik bir tesis. Vitrin bağı derken yetiştirdikleri üzümlerden çeşitlerin yetiştiği insanların rahatça bağların arasında gezip fotoğraf çekebildiği temsili bağlar. Yemek yiyebileceğiniz imkan yok Urla Şarapçılıkta ama konaklama İçin iki odası var.
Çakır Şarapçılık, Bağlara karşı oturup yemek yiyebileceğiniz güzel bir restoran var. Aynı zamanda mekanın üst katında dört tane de konaklayabileceğiniz odaları varmış. Vaktimiz olsaydı kesinlikle bir yemeği de orada yerdik.
Usca Şarapçılık, Gün batımını seyredebileceğiniz keyifli bir terası var. Ama restoran hizmeti yok aperatif alabileceğiniz bir menüsü var.
Menü linklerini aşağıya bırakıyorum.
Akşam yemeği için Od Urla. Mekanlar için rezervasyonu ne kadar erken yaparsanız o kadar iyi, yer bulmak imkansız. Zeytin ağaçlarının arasında zarif bir restoran. Yemekler ve sunumlar sanat eseri yemeye kıyamıyor insan. Dışarısı soğuk olduğu için yemeğe içeride açık mutfağın etrafındaki tezgahta devam ettik. Hazırlanan yemekleri görmek ve şeflere laf atmak keyifli.
Ertesi gün Urla‘dan ayrılmadan, İrmik Hanım Patisseri’de keçi sütü ev yapımı dondurma, Loops’da kahve, Köprübaşı Fırından portakallı üzümlü kurabiye ve un kurabiyesi, Beğendik abi’de Zeytinyağlı yemekleri denedik. İllios’dan oda kokuları ve tütsüleri aldık.
Urla’dan dönerken aklımızda bir daha geldiğimizde gitmeyi düşündüğümüz yeni yerler vardı. İlk fırsatta belki de sonbaharda bağbozumu zamanı aklımızda kalan yerlerle yeni bir program yaparız.