Giderken de İtalya'nın kayak merkezi Trevizio'dan geçtik. Karlar erimiş, her taraf yemyeşil kayak pistleri sık ormanların içinde mükemmel yollar olarak önünüze serilmiş. Hayatında hiç kaymamış birisi olarak ben de bile kayak yapsam keşke burada dedirtti.
Ve Bled Gölü...
1000 yıllık şatosu, gölün ortasındaki sevimli adası ve manzarasıyla müthiş bir yer. Leylaklar, erguvanlar, kavaklar açmış. Yağmur gibi kavak tozları uçuyordu etrafta...
http://www.bled.si/en/
http://www.blejski-grad.si/en/about-bled-castle
http://www.bledslovenia.info/
Bled Gölünden sonra Slovenya'nın başkenti Lubiana'ya geçtik.
Lubiana Üniversitesi ve pek çok tarihi yapı, çeşme, köprüler ve sokaklarıyla güzel bir şehir...
Şehrin sokaklarında tek kişilik orkestra...
Malum dönem paskalya olunca çikolatacılar da başka bi türlü oluyor
Yayalar kadar, bisikletliler için de trafik ışıkları var.
İtalya'da kısmetimi bulurum belki demiştim ama bahtıma bir ejderha düştü ;)))
öpmedim acaba öpseydim prens olur muydu??? :)))))
2 yorum:
Güzel bir gezi olmuş...Gezesim geldi valla :):):)
yaşamak istediğim yer önceliğim yurtiçi olsa da görmek istediğim yerlerin arasına girdi teşekkürler
Yorum Gönder