Çarşamba, Temmuz 10, 2019

Jung- Kişiliğin Gelişimi

Kitabı okurken unutmak istemediğim satırlarını not almıştım...


Arka plandaki sessiz gerçekler çocukları etkiler

anne tüm yaşamını, kendine karşı son derece ciddi ve dikkate değer güçlü karakteriyle ona öğretilen prensiplere adamış ve istisnalara hiç izin vermemişti.

*Kız çocuklar bilinçdışı seviyede annenin tutumunu taklit etti
*Erkek çocuklar bilinç dışı aşıklar şeklinde kalarak kadınları bilinç seviyesinde reddetti

Çocuklar ebeveynlerinin zihin durumuna karşı iç güdüsel olarak takındıkları tavırdan dolayı etkilenirler.

*Ya açığa vurulmamış karşı çıkmalar
*Ya da feda edici ve mecburi taklitlere boyun eğerler

Her iki durumda da kendi istedikleri gibi değil, ebeveynlerinin istediği gibi hissetmek, yaşamak zorundadırlar

Ebeveynlerin kendi problemlerini ne kadar az kabul ederlerse, çocuklar ebeveynlerinin yaşanmamış hayatlarından o kadar acı çekerler ve ebeveylerinin bastırdığı bilinçdışında tuttuğu her şeyi tatmin etmeye zorlanırlar.

Kontrol edilmesi gereken hayat değil, bilinçdışıdır.

Her birimiz iyi yada kötü ahbaplarımızın eğitimcisiyiz.

Sonuçta insanoğlu olarak ahlaki açıdan birbirimize bağlıyız.

Enerji gerilimi belirli bir seviyenin altına düşen her şey eşik altı olur. Yani bilinçaltına düşer.


Çocuk, ebeveyninin psikolojik atmosferinin büyük bir parçasıdır. Ve ebeveynler arasındaki gizli ve çözülmemiş problemler çocuğun sağlığını derinlemesine etkileyebilir.

Havada asılı kalan ve çocuk tarafından belli belirsiz hissedilen şeyler, korku ve önsezinin bilinçaltı atmosferi tüm bunlar zehirli bir  buhar gibi çocuğun ruhuna yavaşça sızar.

Amerika'da kent yaşamı zekilere hitap eder, zeki tepki bekler. Avrupa ise her şeyi aptallığa göre planlanmıştır.

Amerika zekayı teşvik eder, Avrupa aptallar da ilerliyor mu diye bakar.

Avrupa kötü niyeti olmuş sayar. (Yasak diye bağırır)

Amerika insanların sağduyusuna iyi niyetine bırakır. Mesajlarında yapmayın, lütfen kelimelerini kullanırken "lütfen bahçeye girmeyin",  Avrupa yapmış gibi "bahçeye girmek yasaktır" der

Her yetişkinin içinde gizlenen bir çocuk vardır.

Her zaman orada olan, hiç bir  zaman tamamlanmayan sürekli ilgi, dikkat ve eğitim isteyen ebedi bir çocuk.

İnsan kişiliğinin gelişmek ve bütün olmak isteyen kısmı bu çocuk kısmıdır.

Çocuklarımızda değiştirmek istediğimiz herhangi bir şey olduğunda önce o şeyi incelemeli ve onu kendimizde değiştirmeliyiz.

Kişilik yaşam boyunca sadece yavaş aşamalarla gelişebilecek bir tohumdur.

Kişi bilinç düzeyinde ve ahlaki bakımdan düşünerek kendi yolunu seçmediği sürece kişilik asla gelişemez.

Cesurlar kendi yollarını seçerler


Hiç yorum yok: