4 Mart 2018
Zürih 21:15 / İstanbul 23:15
Yine havadayım.
Bu kez dönüş yolunda
İsviçre seyahatini de bitirdik. Palnlanmış yeni bir seyahat
yok ama gezmek güzel
İsviçre yeşil doğası ile her zaman hayran olduğum bir
ülkeydi. Ancak yeşilinden çok bembeyaz örtüsünü hatırlayacağım. Seyahatimiz
Avrupa’daki Sibirya soğuklarının son günlerine denk gelmesi –ki biz gitmeden
bir kaç gün önce -20’ler- şehre indiğimizde donmuş göller ve çeşmelerle
buluşmamızı sağladı.
Şikayetçi değilim
Bu kış doğru dürüst kar görmeyen İstanbul olarak hasret gidermek güzeldi.
Karlı ilk günkü turumuzda Old Town bölgesi ve Lindhof
terasından puslu bir havada şehri gördük. Belki hava şartlarından sessiz sakin.
Akşam saatlerinde başlayan lapa lapa kar mutluluk vericiydi.
Avrupa şehirlerinin yüzyıllardı korunmuş ve içinde
yaşamın devam ettiği binaları bende
masal dünyası hissi yaratıyor.
Küçük dükkanlardaki işletmeler daha doğrusu esnaf o kadar
naif ve dokunaklı geliyor ki.
Mağazaların eski halleri ya da orjinallikleri, binalardan
dışarı uzanan tabelamım desem ayırt edici şekiller mi desem, her biri ayrı bir
sanat eseri.
Diğer Avrupa ülkelerinden farklı olarak bu sefer binaların
dış cephesindeki resimler ilginçti. Kilise iç duvarları yerine binaların dış
cepheleri resimlerle donatılmıştı.
İniş için alçalıyormuşuz, masayı kapatmam lazım devamı sonra...
İniş için alçalıyormuşuz, masayı kapatmam lazım devamı sonra...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder