Şubat'ta düzelecek yanılmıyorsam ama o tarihe kadar da hayatımızda etkisini bi takım yöntemlerle belli edecek.
Mesela benim arkadaşlar, eski tanıdıklar hanesine düşüyor olsa gerek ki; hafta sonu planladıklarım dışında planlamadığım çoook eski bi kaç arkadaşımla da karşılaştım.
Yolda yürürken öyle insanlara bakan acaba bunu bir yerden tanıyor muyum diyen birisi değilimdir. Ama bazen öyle zamanlar oluyor ki karşıdan gelen insana bakmak için bir güç seni zorluyor ve sana sen onu tanıyorsun diyor.
Daha spiritüel açıklamak gerekirse; insan ruhunda yaşanan her şeyin, her insanın, her yerin bir kaydı var. Biz onları artık hatırlamadığımızı sansak da onlar kendi bölümlerinde varlıklarını sessizce devam ettiriyorlar. Ancak aynı yaşanmışlıklar birbirine yakın yerlerden geçerken birbirlerine sinyaller gönderip öne çıkıyorlar. Biz de yıllardır görmediğimiz bir arkadaşımızı en olmayacak anda tanıyıveriyoruz.
Lise'den beri hiç görmediğim -ki aşağı yukarı 15 yıla denk geliyor- bir arkadaşımı sınava gireceğim okul bahçesinde ikimizde hızlı adımlarla koştururken gördüm. Ayaküstü bir kaç dakika konuştuk. Facebook'tan haberleşme sözü verdik birbirimize.
Cumartesi günü de Bağdat Caddesinde üniversiteden bir arkadaşımla karşılaştım.
Bunlar Merkür'ün süprizi olarak karşıma çıkanlardı. Bir de planladıklarım vardı ki onları da bir kaç senedir görmemiştim.
Eski dostları, arkadaşları görmek, arada geçen zamanda yaşananları paylaşmak güzel bir zenginlik veriyor insana. Bir kez daha tazeleniyor arkadaşlık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder