Geçen hafta "yüzünü denizin yıkadıklarını" yazarken hiç aklıma gelir miydi bir kaç gün sonra "yüzünü denizde yıkayanlardan" olacağım.
Üstüme sıçrayan deniz suları aslında habercisiymiş bu güzel günlerin. Yani bundan sonra hiç olmadık bir anda deniz suları atlarsa üzerinize bilin ki bir kaç güne kalmaz serin suların kucağına atacaksınız kendinizi, tıpkı kulağınız çınladığında birisinin sizi andığı gibi.
Fotoğraf bu sabah 07:00 sularında Assos Kadırga Koyu'nda çekildi. Fotoğraftaki bizzat ben olmakla beraber figüran kullanmadığımı açıkça belirtmeliyim. Yüzümü denize yıkamaya gitmiştim. Gidiş o gidiş.
Şimdi İstanbul'un yapışkan sıcağında burada serin serin oturmuş bunlar yazılmaz biliyorum ama...
Assos'da nem yok, ne gündüz ne gece, hafif bir esinti her daim. Deniz desen çarşaf, gölde sanırsın kendini. Hande'nin bu yaz Belek'te denize ilk girdiğinde "kim işedi buraya?" diye etrafında suçluyu aramasının aksine, mükemmel serinlikte.
Geçmiş yıllarda çabuk üşürdüm, ama bu yıl ısı muhteşem. -tabi bunda benim aldığım kilolardan vücutta artan yağ miktarının nasıl bir etkisi olabileceği de bunları yazarken geldi aklıma ;))-
Pek fazla fotoğraf ummayın bu tatilden ;)) deniz bildiğiniz deniz, bu sene harabelere çıkmayı düşünmüyorum ordan da bi şey çıkmaz. Bana gelince ünlüler gibi, bikinili görüntü vermiyorum. Henüz paparazzilerin takip edeceği kadar ünlü bir blogger da olmadığıma göre, o fotoğrafları da unutun :)))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder