Bilgi Üniversitesi'nin Silahtarağa'daki eski havagazı fabrikasını kampüse dönüştürdüğü yeri görmenizi öneririm.
Henüz gündüz gözüyle görme fırsatım olmadı ama yemek için iki mekanını deneme fırsatım oldu. Geceleri gizemli ışıklandırılmış binaları, havalandırma bacaları, bahçedeki heykel ve kayıkla sisli bir gecede korku filmlerinden fırlamış gibi.
Daha önce Tamirane'de yemek yemiştim, dün akşam da Otto'yu denedik. Yüksek tavanları ve binaların dışındakine benzer kırmızı ve mavinin ağırlıklı kullandığı ışıklandırmasında tavandan sarkan dev bir deniz anasını andıran avizeleri favorim.
Yemek olarak seçenek çok. Ancak ben vejeteryan pizzayı denedim. Menüdeki pizzaların bazılarında domuz eti kullanılıyor, sipariş verirken garsonun bunu hatırlatması iyi oldu.
Gecenin en ilginç tarafı yemeğin sonunda bir bardak içinde masaya bırakılan pastel boyalardı. Onlarla na'pacağımızı anlamak için önce etrafa bakındık. Sonra masa örtüsü yerine kullanılan ve masayı boyadan boya kaplayan kağıt menü üzerinde yaratıcı çiziktirmeler yapmamız için bırakıldığını anladık.
Malum kampüs bölümünde yaratıcı insanları barındırıyor, yemek sırasında gelen ilhamların kaçmaması için düşünülmüş zarif bir sunum.
Başarılı çizimlerden bazıları da zaten mekanın duvarlarını süslüyor.
Sakin ve keyifli bir yemek için önerebileceğim bir mekan, ama sıklıkla partilere ev sahipliği yaptığı için gitmeden önce aramanızı öneririm. ama benim gibi Otto olmazsa Tamirane, Tamirane olmazsa Otto'da diyebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder