Her sabah yeni bir hayat başlıyor aslında, her biri bir öncekine benziyormuş gibi gelse de bize. Bir kaç sabahtır işe gelirken servisten dışarıyı seyrediyorum. Çoğunlukla mahalle aralarından geçerken çünkü E-5'te gerçekten görülmeye değer bi'şi olmuyor.
En çok hayvanların yaptıkları hoşuma gidiyor sabah sabah gülümsetiyor beni.
Geçen sabah 3-5 köpek, inşaat için dökülen kum tepeciğini popolarıyla iteliye iteliye kendilerine koltuk bölümleri yapmış, içine oturmuş etrafı seyrediyordu. Biraz ilerdeki parkta oyuncakların olduğu kumların üzerinde de 3 tanesi kendinden geçmiş uyuyordu. Belli sabaha kadar etrafta dolanmışlar.
Bu sabah bi kedi ağacın dalları arasında diğeri aşağıdan yukarı ona doğru tırmanmaya çalışıyordu. Ama iyi niyetli mi kötü niyetli mi bilemiyorum.
Başka bir gün servis beklerken bir kaç metre ilerde bir köpek kaşınıyordu. Ama arka ayaklarından biri diz kapağının biraz üzerinden yoktu. Ve o ayağıyla kaşınmıya çalışıyordu. Çok üzüldüm, "yazık sana" dedim içimden. Kimbilir neler yaşamıştı. Biraz sonra oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi, bana bakmaya başladı. Biliyorum anladı ona yakınlığımı.
Ancak hayvanları çok sevmeme rağmen onlara dokunamam ben, korkarım dokunmaktan. Aslında bırakın bi köpeğin yanıma gelip oturması göz göze gelmemiz, ben onun olduğu yerden geçemez eve geri dönerdim çocukken.
Kısacası sabahları asık yüzlü insanları görmektense, sokaklardaki hayvanları arayıp bulursa gözleriniz hayata dair güzel şeyler çıkabilir karşınıza.
1 yorum:
çok doğru, ben de arasıra yanımda kuru mama taşıyorum onlar için, nasıl seviniyorlar bilemezsiniz.
Yorum Gönder