Cumartesi, Mayıs 16, 2009

Hesaplaşma

Dün Dilek'in gönderdiği yazıdan sonra hayatıma daha farklı bir açıdan bakmaya başladım. Yaptıklarımı, ısrarlarımı, zaaflarımı sorguladım.

Özgüven altına sakladığım güvensizliğimi; 9 yıldır bir adım bile ileri gidemediğimi.

Karşımdakinde suçu bulup, kendi korkaklığımda köşemde sinip onun bir şey yapmasını bekleyerek geçti 9 yılım.

Arada bir kaderi yenmeye çalıştıysam da cesaretim olmadığından başladığım yerden fazla ötelere gidemedim.

Ne onunla gidebildim, ne de ben başımı alıp gidebildim.

Aynı sularda "bana bu da yeter" deyip önce kendimi kandırdım, sonra beni sevenleri.

Beni kırmamak için, kendime yaptığım haksızlığa içten içe kızdıklarını ancak geçenlerde anladım. Aslında hiç biri çok da onaylamıyor.

Onaylamadıklarıysa benim kendime yaptığım aslında.

Olaylar iyi yada kötü değildir.

Bizim onlara verdiğimiz tepkiler iyi yada kötü olmalarını belirler.

Üzgünüm ama bunu ben yarattığıma göre yine ancak ben yok edebilirim.

2 yorum:

Moonish (moonsun) dedi ki...

Hepimiz de var aslinda bu sevgili Yonca, gucsuzluklerimiz ya da guvensizliklerimizden hep baskasini sorumlu tutmak, kendi adima ben de boyleyim ama guclu gorunmek cogu zaman ise yariyor, cunki kimse bilmiyor ve zayif yonlerinden seni vurmaya cesaret edemiyor... Muhtesem bir hafta sonu diliyorum sana Yoncacim :)

beyaz mendil dedi ki...

Ne onunla gidebildim, ne de ben başımı alıp gidebildim.
Bu cümleden sonra yazacak bir şey bulamadım.Sevgilerimle