Cuma, Ağustos 26, 2005

Maria'nın Bahçesi


Küçükyalı sahilinde yanyana sıralanmış pek çok restoranın bulunduğu bir alanda neonlarla yazılmış Maria'nın Bahçesi "Ege'nin Gurmesi" yazısı hemen dikkatinizi çekecektir. (Tabi gece giderseniz)

Şık bir bahçe kapısından içeri girdiğinizde gördüğünüz manzara karşısında birden rahatladığınızı bütün sıkıntıları, girdiğiniz bahçenin dışında bıraktığınızı hissediyorsunuz. Yeşillikler içinde ahşap masa ve sandalyeler; masalarda yanan gaz lambaları ve fesleğen saksıları; yanınızdaki duvarın üzerinde sıralanmış içi dolu bir sürü kavanoz ve de canlı müzik. Son derece ince düşünülmüş açtığınızda mis gibi deterjan kokan turuncu peçeteler. (pazarlamada da kullanılan; renklerin psikolojik etkisine göre turuncu iştah açıcıdır)

Yemeklere gelince; oldukça zengin bir ege mutfağı ile karşı karşıyasınız. Seçim yapmakta zorlanıyorsunuz. Şimdiye kadar hakkında çok şey duyduğum; ama hiç tatmadığım kabak çiçeği dolmasını da orada deneyebildim. Bana göre oldukça güzeldi. Ama ben de bu yemeği tatma arzusu uyandıran kişi denedikten sonra onun yorumlarını aktarmak daha doğru olur diye düşünüyorum.

Servis ve ilgi mükemmeldi. İstemenize gerek kalmadan herşey önünüzde. Pek çok restoranda karşılaştığım sıkıcı servis elemanları yerine; mesafeli ama esprili tavırlarıyla yemeğinize lezzet katan bir hizmet alıyorsunuz.

Tatlı servisinde doğum tarihinizi de yazdığınız küçük bir anket formunu doldurmak böylesi bir ortamda hiç de sıkıcı gelmiyor.

Haftasonları brunchta var. Önümüzdeki günlerde Maria'nın Bahçesi'nin tüm imkanlarını deneyeceğimi düşünüyorum. Size de tavsiye ederim...