Salı, Eylül 29, 2009

İşte ben bunun için kendime bir şeyler yazmak için bilgisayarın başına oturmuyorum.

Öyle doluyum ki, kendimle bir konuşmaya başlasam o kadar çok şey anlatacağım o kadar çok ağlayacağım ki ne kimse susturabilecek, ne durdurabilecek.

Bu gece hiç böyle bir havada di'ilken. Son zamanlarda blog arkadaşlarım neler yapmış diye bi bakıyim dedim. Moonsun "Hoşçakalın" demiş, hem de altında çoook şeyin olduğunu hissettiğim cümlelerle; Aslı Cin'in doğumgününde artık hayatta olmayan kardeşinin telefonundaki hatırlatmanın çalması ve bi kaç şey daha. Güçlü bir el hızla arkadan vurdu ve beni diz kapaklarımın üzerine yere düşürdü.

Kaldım öylece.

Ağlamaya başlarsam susmam biliyorum onun için ağlamıycam.

Kalem Kutusu

İlk kalem kutum, dikdörtgen ahşaptan gerektiğinde cetvel gibi kullanılabilen kayan bir kapağı ve kapağın üzerinde de taş devri karakterleri vardı. O dönemlerde her şeyi kemirme huyum olduğumdan -neden yaptığım hakkında bugün bile bi fikrim yok- bi sene dayanmadan tarih oldu.
Oysa ablamın ki hala dolaplarda bir yerde duruyor. Bulursam resmini mutlaka eklerim.

Okullar başladı diye değil bu kalem kutusu muhabbeti.

Kalemlerimi, silgilerimi kemirsem de kırtasiye malzemelerine her zaman tutkuyla bağlanmışımdır. Geçenlerde özel bir hediye ararken www.kalemkutusu.com 'daki kalemler tutkumu ateşledi.

Allahım o nasıl kalemler, ne işçilik, ne zarafet eee tabi bi de ne fiyatlar. Küçük bir servet bazıları.

Ama sitenin güzel tarafı her bütçeye uygun bir şeylerin olması ve istediğiniz kalemin üzerine yazı yazdırabilmeniz.

Verdim siparişimi yazılmasını istediğim şeyleri de belirterek. Kısa bir sürede kalemler elimdeydi ama ne yazık ki özellikle yazılmasını istediğim tarih kısmı yazılmamıştı.

Sağolsun firmadakiler, hassasiyetimi anladılar. Gelip kalemleri benden aldılar, yeniden yazdılar ve istediğim güne hazırlayıp teslim ettiler üstelik ben istediğim gibi olmaz endişesi taşıyarak nerdeyse tarihi yazdırmaktan vazgeçiyordum. Kendileri arayıp ilgilendiler.

Geç bi teşekkür oldu ama www.kalemkutusu.com işini çok iyi yapıyor.

Özel bir şeyler yaptırmaya kalktığınızda hep bi terslik olur, istediğiniz bir seferde olmaz ya; biraz ondandı benim yaşadığım.

Pazar, Eylül 27, 2009

Tam bir ay olmuş bloguma uğramayalı :(((

"Ramazan nedeniyle tadilattayız" tabelası assam yeriydi. Ama ortada tadilat falan yok. Aslında benim sağlam bir tadilata ihtiyacım var ama nerden ve nasıl başlayacağımı bilemediğimden sürünüyorum.

Bayram sonrası küçük bir tatil yaptık kardeşlerimle. Denizi ve güneşi bu mevsimde en iyi değerlendirebileceğimiz yer olan Kıbrıs'a gittik.















Kıbrıs'tan aklımda kalanlar;

Fikne ağacımı çiçeğimi desem bilmiyorum, güzel kokusuyla ve görüntüsüyle beni büyüledi.



Hatta bir akşam saçımda denedim, çok şık durdular.



Bir de kediler...

Severim kedileri ama uzaktan, yemek yerken masaların altında gezmelerineyse pek tahammül edemem. Aslında hepsi ayrı bir şirin, ayrı bir arsızdı ama benim yerime Yavuz bol bol sevdi onları.





Alışverişe gittiğimde öğrendiğim ki Kıbrıs'ın kedileri meşhurmuş. Bi de şık bir çanta buldum duruma uygun. Hemen aldım.

"All the Cats of Cyprus"