Pazartesi, Temmuz 20, 2009


Kahvaltıdan sonra siz koltukta oturup keyif çayı içersiniz de ben keyif yapamam mı?
Annemin çiçeklerinin altında var mı benden mutlusu?????

Pazar, Temmuz 19, 2009

4 yaşında


Bugün blogumun doğum günü :)

Dört yapraklı yonca 4 yaşında.

Pasta tasarım... http://www.hanselvegretel.com/

Ve Konser

Oldum ben oldum :)))

Candan Erçetin konseri sonrası sendromu yaşamadım. Hiç bir şarkıda gözlerim dolmadı.

Geçenlerde sivrisinekler üzerindeki vahşi cazibemden bahsetmiştim. Daha ilk şarkı bitmeden onlar benim tadıma bakmıştı bile.

Sevdiği şarkılar insanın bedenine de iyi geliyor, ama aralara molalara tahammül yok.



Gelelim konser detaylarına. Bunca yıldır ilk kez boş merdivenler ve koltuklar vardı. Krizin etkisi mi yoksa Candan'ın yeni bir albümü olmaması mı daha etkiliydi bilmiyorum.

İlk şarkısı yeni çıkacak albümünden "Unutursun". Sanırım benim için yazılmış :))) çok anlamlıydı.

Her zaman ki şarkılar hep birlikte söylendi. Hasta olmama rağmen ben de eşlik ettim şarkılara.

Yalnız bu sene her zamankinden farklı olarak organizasyon resim çekilmesi konusunda çok tutucuydu. Sürekli herkesi uyardılar. Hatta çıkışta bir kaç makinanın güvenlikte olduğunu gördüm. Almışlar belli ki. Anlam veremedim.

Ama ben sizler için bir kaç fotoğraf çekmeyi başardım.



Cuma, Temmuz 17, 2009

Hastaaa

Nihayet cuma akşamı. Cuma olması tek başına yeterli bir sebep aslında. Ama ben iyi di'ilim.
Sanırım geceleri cam açık yatmanın bedelini ağır ağır ödetiyor bana bedenim.

Çünkü dünden beri doğru dürüst hiç bir şey yemedim, yiyemedim. -Etimek dışında-

Bu gece de karın ağrısı ve içimden gelen seslerle sabahı sabah ettim.

Ha şimdi iyi miyim?

Hayır :(((

Üstelik işteyim, üstelik çıkınca konsere gidicem. Birini bulsaydım yerime gidecek sanırım hiç tereddüt etmezdim.

Dayadım ilaçları Reflor, Buscopan. Yedekte ağrı kesici. Bilmiyorum gecenin sonunda nerde olucam?

Hatta bir ara işten çıkışımla konser arasında epey bir zaman, benim de halsizliğim olacağından önce hastaneye gidiyim bi serum taktırıyim. Hem bu arada yatmış dinlenmiş hem de tedavi olurum diye düşünmedim değil. (yok yok serumluk değilim merak etmeyin)

Neden bu ısrar diyceksiniz. Ablamın kaçırmayı göze alamayacağı tek konser ve yalnız kalmasını istemedim. Belki müzik ruhun gıdası olduğu gibi bedenin de gıdası olur da diker beni ayağa.

Bu arada adresi düzeltiyorum 7. sıradaki yarı baygın bayan ben olucam :)))

Çarşamba, Temmuz 15, 2009

Cuma'ya


Geleneksel Candan Erçetin Açıkhava konserimizi 17 Temmuz cuma günü Harbiye Açıkhava'da saat 21:00'de gerçekleştireceğiz.

Çok sevmeme rağmen her konser sonrası başımı ağırlaştıran garip bir iç burkulması yaşarım.

Malum yoklamalar dönemindeyim ;) Bu geceyi ağrısız sızısız atlatırsam başarıyorum demektir.

İkimizin de en sevdiği şarkıcı, birlikte gittiğimiz konser, birlikte dinlediğimiz şarkılar.

"Olmaaaaaz bir tanem,
Olmaaaaz sevdiğim.
İnan bana aşk böyle olmaz"

Islanmazsa gözlerim oldum demektir.


Volkan Konak konserinde birbirimizden habersiz Prima Rima'yla aynı salondaydık. Eminim cuma akşamı da tanıdık birileriyle aynı şarkılara eşlik edeceğiz.

Cuma akşamı Candan Erçetin konserine gidecekler parmak kaldırsın :)))

Adresim A blok 8. yada 9. sıra, dört yapraklı yonca kolyeli; YONCA

Salı, Temmuz 14, 2009

Biraz yağmur, biraz güneş, biraz bulut.

Aniden bastıran yağmur, birden açan güneş.

Bu hızlı değişimden geriye kalan ıslak sokaklar, otomobillerin üzerindeki su damlaları, havadaki koku ve hoş bir serinlik.

Hele bi de sabahın ilk saatlerindeyse; gün de sabah duşunu almış gibi oluyor.

Pazartesi, Temmuz 13, 2009

Gel Gitler

Grip olursun, yerden yere vurur seni paçavraya çevirir. Tam toparlanıp kalkarsın arkadan sinsi bir darbe gelir vurur tekrar serer seni yere.

Dalgalarla önce oynuyorsundur. Yorulup oyundan çıkmak ister kıyıya doğru atmak isterken kendini önce gittiğini gidebildiğini sanarsın. Tutar tekrar çeker seni içine. Doğrulup yeniden gitmeyi denersin. Olmaz.

Aşık olursun. Olmaz, yürümez dönüp arkanı gitmek istersin.
Gidersin.
Unuttum kolay da mı oldu ne? derken.
Bir anda unuttukların saldırır üzerine kalkamazsın.

Bitti, geçti derken denemek için seni zaman yoklamalar yapar.

Vericem bütün sınavlarımı.

İddialıyım :))))
Hadi bakalım günlerden pazartesi;

Yeni bir hafta daha ilk günü çok zor, gittikçe kolaylaşan, cuma'sı birden hafiflediğin. Göz açıp kapayıncaya kadar cumartesi pazarı geçen. Birbirinin aynı.

Varsa heyecanlandıran bir şey, biraz daha değiyor günleri geçmeye. Yoksa ne anlamı var????

Sadece değişen rakamlar.

Pazartesi sendromuyla daha iyi bir şey beklemeyin benden.

Bloguma uzun bir süredir yazmadığım için eğittiği sivrisineklerle beni elimden ısırtan Dilek'e de saygı ve hürmetlerimi sunuyorum. Yeni saldırılara hedef olmamak için elimden geleni yapacağıma söz veriyorum :)))))

Yeraltı dünyasında yanlış yapanı ayağından, dizinden bilumum bölgelerinden yaralarlar. Hepsinin bir anlamı vardır. Herkes anlar o kişinin ne yamuk yaptığını.

Demek ki yazı aleminde de yazmayanı elinden yaralıyorlarmış, öğrendim :))))))))

Cumartesi, Temmuz 11, 2009

Sivrisinekler

Sabahın 5:30'unda yazmak için gayet iyi bir nedenim var.

Sivrisineklerin olduğu bir odaya benimle birlikte 50 kişi koyun ve sivrisineklerin kimi yediğini tahmin edin.

Sivrisinek beni ısırdı, canım yanıyo, ısırdığı yer şişti ve kaşınıyo diye dert yanmıycam size. Tedavi yöntemimi paylaşıcam sadece.

Isırılan bölgeye ya kekik yağı sürün ya da bir soğanı kesip bölgeyi bir süre bununla ovalayın. Oldukça kötü kokacağınıza hiç şüphe yok ama iyi geldiği tartışmasız.

Dilerim denemek zorunda kalmazsınız, ama dener de fayda bulursanız bir işe yaramış olurum.

İyi sabahlar


Yazman için hem de sabahın kör saatinde bir sivrisinek tarafından ısırılman mı gerekiyordu? Zamanında yazsana :))))