Pazar, Ağustos 31, 2008

Ritmi Yakala

Koca bir yıl nasıl geçti anlamadım. 11 ay geçti ve Ramazan bu gece başlıyor. Son aylar nasıl geçti ben anlamadım. İnsanlar büyüdükçe zamanı yakalamıyorlar, oysa çocukken günler geçmek bilmezdi. Şimdi birinden diğerine yetişmek için çalabildiğimiz kadar çalıp başkalarına ekliyoruz ama yine yetmiyor yine bi şey anlamıyorsun.

Yaz geldi, hafta sonları tatilleri başlar derken dizimdeki menisküs yırtığına bağlanıp biraz hafiften geçirdim günleri. Dizlik çıktı tatile gittim geldim. Bir hafta sonra dizim daha şiddetli geri döndü. Artık merdivenleri iki ayağımı yan yana basıp inip çıkabiliyorum :( Sanırım artroskopi kaçınılmaz oldu. Yeter ki iyi oluyim ne yapılacağı önemli değil. Yoksa bu hayat çekilmez. Mecburen kesin çözüme kadar dizlik kullanmaya devam.

Bu haftasonu, dizliğe rağmen yapabileceğim ne varsa yaptım. Dans ettim :) Dizime ağırlık vermeden ama.


Şirketimizin toplantısı vardı Durusu'da. Toplantı, akşam yemeği, parti ve pazar sabahı ritim atölyesi çok güzeldi. Çalışma sonunda kullandığımız aletler de bizim oldu. Benim egg shaker'ım ve marakasım var artık :) bazılarının da darbuka ve zilleri. İyi bir organizasyondu çok keyifli geçti.

Cumartesi akşamki partimizde Direnen Mızıkacılar'la eğlenip dans ettik tam gecenin sonunda aniden bastıran sağnak yağmur da geceyi muhteşem finalle kapattı.


Yani Terkos Gölü'nden son haberler, cumartesi akşamı sıkı yağış aldı :)

Çarşamba, Ağustos 27, 2008

Bir An

Tatil resimlerini böyle ara ara yayınlarım artık. Bizim ufaklık ve abisi. Atlamaktan havuzda su bırakmadılar, ben de onların havada pozlarını yakalamak için az uğraşmadım.




Pide

O kadar tatilden sonra biraz da İstanbul'la ilgilenelim di mi?


Aslında fazla söze gerek yok, yukarıdaki resmi görüp de canınız çektiyse yolunuzu düşürün derim. Daha çok yeni. Sadece karadeniz pidesi var. Bana bir pide büyük gelir derseniz yarısını da yapıyorlar. Böyle gösterişli olanlar kıymalı pideler siparişinizi ona göre verin.

Yağız'la benim pidemin kalanını paket yaptılar, ne de olsa çocuğuz fazla geliyor :)

Burası neresi derseniz Bostancı köprüsünden İçerenköy'e doğru yol alın bulursunuz. Kaçkar Pide. İnternet sitesinde yol tarifi ve iletişim bilgilerini bulabilirsiniz.

www.kackarpide.com

Cumartesi, Ağustos 23, 2008

Assos Kadırga Koyu

Yıllardır Assos'a gitme hayallerimde kafamda tek bir otel vardı. Bütün planlarımı da onun üzerinden yapıyordum. Son dakikada ki maçın uzatmalarının oynandığı kritik dakikalarda olduğu gibi bir anda her şey değişti. Öncelikli önerim ilk defa gideceğiniz otel hakkında farklı şeyler öğrenmek için şikayet sitelerini mutlaka ziyaret edin. http://www.otelsikayet.com/ bu konuda mühim.

İnternetten yaptığım aramalar sonucunda gidebileceğimi düşündüğüm 4-5 otel kaldı elimde. Assos Park; Assos Kadırga, Yıldız Saray, Kabile, Sazlı Sardunya. Tek tek hepsini aradığımda biri hariç hiçbirinde yer yoktu, ancak bir kaç gün sonrası müsait olabiliyordu.

Sonuç Assos Kadırga Otel'di. Rezervasyon için sadece bir gecelik ödeme yaptığımdan kafamda tek bir düşünce vardı. Beğenmezsek sadece 1 gece kalırız, en kötü ihtimal Gelibolu'ya döneriz. Otelde kaldıktan sonra bırakın 1 gece kalıp dönmeyi planlarım müsait ve otelde yer olsaydı hiç şüphesiz misafirliğim uzun sürerdi.

Otelin sahibi Bayram Bey, otel sahibinden çok yaz tatili için evine gittiğiniz amcanız gibi. Klasik otel lobisi muhabbeti yok. Odalar basit, lüks arayanlar için çok uygun olmayabilir. Ama mis gibi kokan çarşaflar -mis gibi yumuşatıcı kokuyordu her şey-, rahat yataklar, sıcak su. Bana pek lazım olmadı ama klima, tv ve fön makinesi bile var. Kısacası temel ihtiyaçlarınız için yeterli.

Yarım pansiyon konaklayabiliyorsunuz. Yemekler nasıl anlatılır bilmiyorum ki. Doğal buğdaydan köy ekmeği, Ege'nin zeytinyağı, zeytinyağlıları, balık. Her akşam aynı saatte 100'ün üzerinde kişiye aynı anda servis yapmak büyük beceri bence. -Açık büfe değil- Her Ramazan yaşıyoruz aynı anda onlarca kişiye nasıl servis yapamadıklarını. Her şey sıcak her şey kıvamında Bayram'ın Yeri'nde.

Zaten burada otel mi restorandan, restoran mı otelden çıktı durumu var bana göre. Gün içerisinde sürekli dışarıdan yemek için gelenler oluyor çünkü.

Kadırga Koyu'nun en sonunda Kapheros tatil köyü var. Ondan önceki de bizim otel yani Assos Kadırga Otel . Bölgeyi tanımadığım için otelin tam yerini anlayamamıştım. Küçükkuyu'ya yaklaşık 25 km mesafede. Bu nedenle İstanbul'dan giderken Ayvacık üzerinden, İzmir'den gelirken de Küçükkuyu'dan üzerinden daha yakın. Bölgedeki pek çok otel çoğunlukla birbirine yakın konumlanmş olsa da bu oteli benim için özel kılan diğerlerinden uzak olması. Kocaman bir sahil sizin oluyor böylece. Bundan daha güzel ne olabilir ki, ses yok, kalabalık yok. Yolun bittiği yerdesin.


Denizi mavi bayraklı. Taşlı plajı temiz bir tatil yaşamanızı sağlıyor. Ancak denizden çıkarken biraz zorlanabiliyorsunuz, plaj ayakkabısı rahat etmenizi sağlar.


Eğer oralara kadar gitmişken Assos harebelerini de mutlaka görmeliyim derseniz en doğru yerdesiniz. Çünkü harebeler otelin hemen arkasındaki tepede. Arabanız olmasa bile minibüsle 5 dakikada Behramkale Köyü'nde; köy meydanından yukarı çıkan taş yolu da takip ederek Athena Tapınağı'ndasınız. Yol boyunca yöre insanını, taş evleri, tezgahlarda satılan limon kekiği kokusuyla kendinizden geçiyorsunuz.



Tapınak'tan dönüşte muhtarlığın yanındaki çay bahçesinde oturup minibüsü beklerken çayınızı yudumluyabilirsiniz. Öyle bir çay bahçesi ki tarihi bir sütun başlığını masa niyetine kullanıyorsunuz.




İstanbul Assos arası yaklaşık 400 km. Yol virajsız ve rahat olduğu için 3,5-4 saatte gidilebileceğini düşünüyorum. Ancak otobüsle gitmeyi tercih ederseniz Çanakkale üzerinden İzmir'e giden tüm otobüs firmaları işinizi görür en az 7 saat sabretmeyi göze alırsanız.

İlk fırsatta kuzenler arkadaşlar toplanıp bu güzellikleri tekrar yaşamayı planlıyoruz.

Son bir ayrıntı daha. Otelin nerede olduğunu daha iyi anlamanız için Google Earth destekli görüntüler.


Pazar, Ağustos 17, 2008


Pek çok belirsizlikle gittiğim tatilden döndüm. Keşke tüm belirsizlikler böyle güzelliklerle dolu olsa.

Şimdilik kısa özetle sizi habersiz bırakmıyim dedim, çünkü tatilim başka bir yerde devam edecek. Ve tatilde internette online olmak benim en çok sinirime dokunan durum olduğu için ekran karşısında olabildiğince az durmak istiyorum. Kusura bakmayın.

Cuma akşamı Gelibolu'ya gidip iki gün orada tatil yaptıktan sonra pazartesi sabahı Assos'a hareket ettik. Ama ne tereddütlerle ne endişelerle. Çünkü pazar öğleden sonra Gelibolu'da inanılmaz bir sağanak başladı. Durmadan çakan şimşekler gökgürültüsü yağmur ertesi sabah 11'e kadar hiç durmadı. Bir ara elektrikler bile kesti fırtınanın şiddetinden.

Neyse ki kaderin karşıma çıkardığı Assos Kadırga Otel, sahibi Bayram bey ve personeli, deniz her şey o kadar güzeldi ki. Bundan sonra başka tatil mekanı arayacağımı sanmıyorum.

Tesadüf eseri çok görmek istediğim Assos Harabeleri Athena Tapınağı'nı gezdim. Ve müze kartım milli oldu :) Evinden uzaklarda kartının sana kapıları açması çok hoş.

Annemle bol bol yüzdük, insanın o denizden çıkası gelmiyor. Bi de yemekler o kadar güzel di ki, dönmek hiç hoşuma gitmedi.

Şimdi bir kaç resim detaylar ilk fırsatta. Çünkü size bir Assos rotası önermezsem olmaz :)

Athena Tapınağ'ndan Kadırga Koyu'na bakıyorum. Otelimiz burnun ön tarafında

Bir sabah annemle güneşin doğuşunu seyrettik.

Ve otelimiz. Bayram'ın Yeri. Assos Kadırga Otel. (Tamamen ayrı bir yazı konusu olmaya değer)

Assos Limanı. Ama orda kalmayı pek istiyceğimi sanmıyorum.

Cuma, Ağustos 08, 2008

Tatile........

Tamam kabul ediyorum, ben durumu biraz abartmış olabilirim. Başıma gelenler kesinlikle kötü değil. Hatta oldukça iyi fırsatları içeriyor, ancak bazı geçmiş tecrübeler insanın şevkini kırıyor.

Detaylarını her şey netleşene ya da resmileşene kadar açıklayamıycam ama kesinlikle kötü değil. (evlilikle, evle ilgili falan da değil)

Bu aralar fazla yazamadım, bi de şimdi izne çıkıyorum. Bi süre daha yazamıycam heralde. İzin sürecim de maceralı başladı. Önce 28 Temmuz’du, sonra 1 Ağustos oldu ve nihayet 8 Ağustos bugün Allah’tan bir mani gelmezse iznim başlayacak.

Ne zaman çıkacağım kesinleşmediği için nereye gideceğime de bir türlü karar veremedim, orası uzak, burası kalabalık diye diye. Hadi en yakın Assos, Gelibolu konaklamalı fena olmaz dedim.

İki yıldır gitmek için can attığım yörenin bol yıldızlı nadir bir oteline tam kesin rezervasyon yapmak üzereydim ki, internette hakkında feci şeyler duydum. –ki geçen sene bu otele rezervasyon yapmış kardeşimin izni son anda iptal olunca iptal etmiştik- Allah’ın sevdiği kuluymuşum diyim. Şikayetler bir iki değil çoooooooook.

Sonuçta ben Assos’tan vazgeçmedim. Denize sıfır küçük motelleri araştırdım. Çoğunda yer yoktu, umarım bulduğumda hayal kırıklığı yaşamam. Bu tatil programsız belirsiz yola koyuluyoruz, nerden nasıl çıkarız, ne maceralar yaşarız bilmiyorum.

15 gün yokum ama kağıt kalemim yanımda olacak, umarım güzel şeyler çıkar.

Bu arada sıkıntılı yazılarıma ferahlatan yorum yazan herkese teşekkürler.