Cumartesi, Eylül 28, 2013

Batumi

Doğu Karadeniz'deki sınır komşumuz Gürcistan, nüfus cüzdanınızla çat kapı gidebileceğiniz, gezip görebileceğiniz, farklı bi kültürü yaşayabileceğiniz güzel bir şehir...

Planlı bir yolculuk ama plansız bir geziydi bizim ki...

O nedenle bi sürü şeyi görüp kendi kendimize anlamaya çalıştık, aslında keyifliydi de...

Ne göreceğini nerede olduğunu bilmeden keşfetmek...

Batum'da yapmadan dönmeyin tavsiyelerim öncelikle

Batumi Boulevard (Seaside Park) ta güneşi batırın


Teleferikle 2586 metre yol alıp Batum'un panoromik manzarasını seyredin


1- Gürcistan sınırında sizi karşılayan ilk bina, 2- bi kısmıAmerikan üniversitesi bi kısmı otel olan yerden metrelerce yükseklikte dönme dolabı da bulunan şehir merkezindeki gökdelen,
3- Batum Sanat Galeri'sinin dışardan görünüşü,
4-Avrupa Meydanı'na bakan üzerinde benzerini Venedik'te görebileceğiniz türden astroloji saati

Yapmadan dönmeyin dediğim iki şey işte bu resimde...
1-Batumi Pier (Seaside Park)'tan dalgaların ardında batan güneş,
2-Teleferik'le (Argo Cablecar) ulaştığınız tepeden panaromik Batum manzarası


1-Poseidon Heykeli
2-Devlet Drama Tiyatrosu
3-Avrupa Meydanı'ndaki Medea Heykeli

1-Şehirdeki toplu konutlardan bi örnek, ilginç dış cephe yanıltmasın modern görüntüsünün altında fakirlik var
2-6 Mayıs Parkı'ndaki pilot kadın ve çocuk heykeli
3-Batum merkezindeki Katolik Kilisesi
4-Otel olduğunu sandığım farklı mimarisi ile dikkat çeken bir bina

1-Nuri Lake (6 Mayıs parkı içersinde)
2-Tasarımı ile dikkat çeken ters çevrilmiş bir ev (White House Restaurant)
3-Avrupa Meydan'ında ki Stalin Heykeli
4- Sahilden Batum silueti
1-Seaside Park'ta deniz kıyısında yer alan romantik bir heykel
2-Batum'un katedrali olarak kabul edilen Meryem Ana Kilisesi
3-Batum sahilinde gün batımı
1-Teleferik tepesinden manzara
2-6 Mayıs Parkı'nın köşesindeki güneş saati, ortasında durduğunuzda saatin akrebi de yelkovanı da siz oluyosunuz :))
3-Teleferik tepesinden panoramik Batum manzarası


1-Poseidon heykelindeki deniz kızları
2-Binanın çatısından bakan kıvırcık sakallı amca
3-Ve yine Poseidon
Batum bir yanıyla fakir eski bir şehir, diğer yanıyla lüks otelleri renkli ışıklarıyla yepyeni bir şehir...
Bugünlerde şantiye havasında onlarca otel ve rezidans yapılıyor, Sheraton, Radisson gibi zincir otellerin pek çoğu faaliyette zaten. Bir kaç yıl sonra Las Vegas çok da uzağınızda olmayacak.

Batum'da yapılan yeni binaların mimarisi yüz yıllar öncesine ait, o nedenle eski sandığınız pek çok bina aslında yeni olabilir. Ama eski de olsa yeni de olsa hepsi sanat eseri, tabi halkın yaşadığı toplu konut-sosyal meskenleri, evden eve gerilmiş makaralı çamaşır iplerini kastetmiyorum....

Batum'da göremediğim Botanik Bahçesi,Gonio Kalesi, Ali ve Nino Heykeli, sahilden uzaktaki bir tepenin üzerinde bi başına yükselen yeşillikler içersindeki kilise bir sonraki seferde görmek için listeme aldığım şeyler...

Batum'daki eserler hakkında çok sağlıklı bir bilgi edinemesem de aşağıdaki link bi parça işinize yarayabilir ;))

http://www.inyourpocket.com/Georgia/Batumi/Batumi-Sightseeing/Essential-Batumi

Pazartesi, Eylül 23, 2013

Mucizeler

Gel-git'li ruh halini savuşturmak için başımdan, bulutların arasından ışıklarını saçan sabah güneşinin hatrına...

Teslim olmuycam pazartesi sendromuna, PMS'ye deyip bu hafta yaşadıklarım mucize olsun bana diye bi dilek çıktı ağzımdan...

Bu karmaşık ruh hali içinde ipad'i serviste unuttum, servis şoförünün telefonu servis dışı ulaşılamıyor ulaşamadım; sonra bi mucize oldu ipad kendi kendine geldi bana :))

Bir süredir kullanmadığım ama iş takvimini tuttuğum exceli kaybettim, içinde bir sürü farklı konunun olduğu sheetleri var ve nereye ne isimle kaydettiğim tamamen çıkmış aklımdan :((

Nerdeyse bilgisayarımdaki tüm excelleri tek tek açıp bakıcam, sonra bi mucize oluyor. Yapılacaklar diye bir isim geliyor aklıma ve o sırada masaüstünde duran TO DO LIST klasörüyle göz temasına giriyorum :)))

Tabi bunlara ne kadar mucize denirse...

Başka da bi'şi olmadı, baş ağrımı azdırmamak için 4 saatte bir içtiğim ağrı kesiciyi saymazsak...

Mevsimlerden Sonbahar

Havalar gibi ruh halim...

Bir güneşten kavruluyor, sıcacık, içi kaynıyor

Bir bakmışsın kara bulutlar sarmış etrafı

Bi an sağnak yağmur

Sonra gökkuşağı çıkmış

Ve hepsi nerdeyse aynı dakikanın içinde oluyor


Çarşamba, Eylül 18, 2013

Değişiklik

Blogum olmasını en güzel yanı; gördüklerimi, gezdiklerimi, bildiklerimi paylaşırken görsellerle destekleyebilmek için bi çırpıda kaynağa ulaşabilmek.

Tıpkı Şekerci Cafer Erol'un o muhteşem görünümlü badem ezmeleri gibi...

Şekerci Cafer Erol >>

Ordan İstanbul Şekerleri'ni buldum, unutmuştum :)

İstanbul Şekeri >>

Sonra farkettim ki profil resmim bayağı bi eskide kalmış...

Birazcık değişti renklerim :))

Onu da değiştirdim

Harika bir Rize tatili geçirdim, onun da yazılarını ilk fırsatta paylaşıcam söz


Çarşamba, Eylül 11, 2013

Ve Şimdi

Esiri mi aşığı mı olduğumu bilmediğim şehirden ayrılmıştım ya hani...

Ozgur kaldigim gunden itibaren boyut degistirdim, zaman durdu, baska bi yerde yasadim...

Baska bi ruhla...

Ama bana verilen zaman doldu...

2 uzatma gunu daha caldiysam da zamandan o da bitti...

Ve artik ayni zamana geri donuyorum

Kablolari kesip ayirdigim yerden yeniden birlestiriyorum...

Hic yasanmamis gibi...

Ne garip yasanan hic bi seyi paketleyip saklayip baska bi zamana tasiyamiyosun

Oldugu yerde oldugu zamanda...

Oysa gecen hafta bugun nerde ve napiyodum???

Saatin kac oldugunun bi onemi yoktu, ertesi gun kacta kalkacaginin da...

Yapmakla yapmamak arasindaki tek fark albumdeki fotograflar, sevdiklerinle gecirdigin guzel zamanlarin hayalleri...

Gercekten yasamis miydik yoksa sadece hayal mi etmistik???

Çarşamba, Eylül 04, 2013

Rize Simiti


Cocukluk hatiralarimda anneannemin Rize'den donuste cantasindan cikan sert simitlerdi...

Ta ki bi kac yil once sicagini yedigim gune kadar...

Citir citir yumusacikmis halbuki...

Rize'de gecirdigimiz her gun yolumuz firina duserse -kuzenimin evinin karsisinda ;-)- onlarca aliyoruz

Firini son ziyaretimde sizin icin fotografladim da...

Cayin hikayesinden sonra Rize Simiti'nin hikayesi karsinizda...



Simit seklini alan hamur biraz dinlendirildikten sonra odun atesinde kaynayan suda kisa sure haslanip buyuk bir suzgec yardimiyla pekmezli suya atiliyor


Burdan alinan simitler baska bir odunun uzerinde bi sure bekletilip fazla suyu atiliyor

Sonrasinda firinci kuregiyle yine odun atesiyle isinan firinda pisiriliyor


Pisen simitler bi sure sepette bekletilip sonra mermer tezgaha konuyor...



Ve boylesi guzel bi lezzetten 16 tane alinca sadece 4 tl vermeniz gerektigine inanabiliyor musunuz???