Pazar, Ekim 27, 2013

Hayalet Sehir

Gazi Magusa'ya gelip te kapali Maras bolgesinin hemen yanibasindaki otele yerlesince her an gozunuzun onunde yikik dokuk kocaman binalarla neydi neden boyle oldu sorulari dolusuyor akliniza...

Dusunuyorum...

1974'te yasanan olaylar sonrasinda sivil halka kapanmis...

Yani bu gordugum yuksek otel binalari, pes pese dizilmis yuzlerce yapi...

Yogun ve etkin bi yerlesim yeri...

Tahminlerime gore o donemde Turkiye'de boyle bi turizm altyapisi yerlesim yok...


Boylesine guzel bir kumsali ve harika denizi olan kilometrelerce sahil seridi yasak bolge...


Dunyanin neresinde vardir???


Kumsaldan cektigim cekebildigim yasak bolge fotograflari bu kadar...

Ama dusunun 74'te boyle olan bi yer yasasaydi nasil olurdu???

internette Maras hakkinda bilgi ararken buldugum bu linke de mutlaka bakin, bizim goremedigimiz hayalet sehrin bugunku hali...

http://listelist.com/kibris-hayalet-sehir-kapali-maras-fotograflari/

Cumartesi, Ekim 19, 2013

Sindrella Cheesecake


Geçen sene binbir uğraşla BigChef's'te yediğimiz Balkabaklı Cheesecake tarifini bulmuş yapmış ve Külkedisi Cheesecake adıyla yayınlamıştım...

Külkedisi CheeseCake

Bu sefer benim Külkedisi bir takım değişikliklere uğrayarak kendinden emin güzel bir prenses oldu...

Bu nedenle de adı Sindrella Cheesecake...

Dediğim gibi bir takım değişiklikler olduğu için tarifi öncekinden farklı ;-)

Balkabağı

500 gr kabak
800 gr şeker
1 litre su

Taban
2 paket Sultani biskuvi
80 gr tereyağ
80 gr ince çekilmiş ceviz
3 tepeleme çay kaşığı tarçın

İç Malzeme
400 gr labne
150 gr süzme yoğurt
1 su bardağı toz şeker
3 yumurta
1 limon kabuğu rendesi
1 çorba kaşığı (tepeleme) un

Öncelikle küp küp doğradığımız kabakları şeker ve su ile 25 dakika pişiriyoruz. Su içinde yüzer halde duran kabaklarımızın pişip pişmediklerini çatalla kontrol edip ocağın altını kapatıyorum.

Diğer taraftan taban malzemesi için Sultani bisküvileri (içinde üzüm olması nedeniyle tercih ediyorum) merdane yada rondo yardımıyla un haline getirdikten sonra kalan malzemeyi ve eritilmiş tereyağına iyice birbirine yedirdikten sonra kelepçeli kalıbımızın tabanına sıkıştırarak yayıyoruz.

Yapımcı Notu: Cheesecake tabanını kalın sevmiyorsanız malzemeyi yarım ölçüyle de yapabilirsiniz. Tabanı sağlıklı bir şekilde sıkıştırmak için eskilerin turşuları bastırmak için kullandığı turşu taşı gibi bir cheesecake taşı öneririm :-)) (sağ üst resimde poşet içerisinde gördüğünüz) Ben kendisini bu seneki Assos tatilimde nerde kullanırım bilmeden atıp çantaya İstanbul'a getirmiştim

İç malzemeyi yazdığım sırayla ve yumurtaları tek tek ekleyerek düşük devirde çırpma işlemini tamamlayın (kekteki gibi çırpma işlemini abartmamamız gerekiyor, aksi takdirde pişerken çatlama sorunu yaşayabilirmişiz)
Hazırladığımız hamuru daha önce taban malzemesini döşediğimiz kelepçeli kalıba döktükten sonra pişirdiğimiz kabakların yarısından biraz fazlasını bir kevgir yardımıyla iyice süzerek alıp, hamura olabildiğince eşit şekilde (her dilimde kabak olmasını garantileyecek şekilde) ekleyelim.

Kelepçeli kalıbımızın dışını alüminyum folyoyla kaplayıp içinde su olan daha büyük bir tepsinin içine koyarak 160 derecede 45 dakika pişiriyoruz.

Pişme süresinin sonunda ortasının hala hareketli olması normal soğuma sürecinde çekiyor, endişelenmeyin ;-)


Fırından çıkardıktan sonra bi-iki saat dışarda sonra buzdolabında, en az 3-4 saat daha bekletiyoruz. (Ben bir gece beklettim)


Bir kısmını cheesecake hamuruna eklediğimiz pişmiş kabakların kalanını (şerbetsiz olarak) püre haline getiriyoruz. Akışkanlığını sağlamak için kabakların içinde piştiği sudan 3 çorba kaşığı ekleyerek güzel kıvamlı bir sos elde ediyoruz.

Cheesecake'imizin üzerini bu sosla kaplayıp yarım ceviz dilimleriyle süslüyoruz...

Pazartesi, Ekim 14, 2013

Yarım Gün

Yarım ekmek arası der gibi...

Yarım gün...

9 gün blok olarak kapatılan bu haftanın pazartesinde ofise gelmek

Her zamankinin aksine bomboş yollarda, bi çırpıda gelmek

Etraftaki sakinlik, ofiste ki çocuk sesleri

Ezber bozan bir gün...


Bayram temizliği maskesi ardında, gerekli gereksiz sakladığım biriktirdiğim bir sürü şeyi attım hafifledim...

Bir sürü de eskiye ait şey buluyor insan haliyle 70'lerin sonunda doğup 80'lerde çocuk, 90'larda genç olunca...

20 milyon tl bulsam da, zengin olamadığım

İçinde yüksek lisans bitirme tezimin olduğu disketi bulsam da, açabileceğim bir bilgisayar bulamayacağım

Paranın pul, telefonun jetonlu olduğu zamanlar var geçmişimde...

Cuma, Ekim 11, 2013

Tatil Tesellisi

Gidenler, gittiği tatil yerlerinden check'in yapıp fotoğraflarını paylaşırken içimiz gidicek biliyorum

Ama şu saatlerde FSM'nin Bahçeşehir'e, Boğaz Köprüsü'nün Sefaköy'e, Araba vapur kuyruğunun Eminönü'ne dayandığı -ki daha iş yerleri dağılmadı, servisler yola düşmedi- haberleri gelince duyduğunuz huzurla avunabiliriz

Ki bu daha İstanbul'dan çıkış, çıktıktan sonra bi süre daha herkes aynı tarafa gidecek, biz uzatıp ayaklarımızı çekirdek çitleriz

Bayramda da boşalan İstanbul'un tadını biz çıkarırız

Değmeyin keyfimize

Pazartesi, Ekim 07, 2013

Senin Mucizen Veda Etmekti Bize...

iaglamadigim halde aglamisligin ic cekisi, icimde biraktigi bosluk var...

uzulup bi yandan da huzur duyulur mu bi olumden???

genc bi kadin, gencligini kadinligini hayallerini yasayamadiysa...

bi cikolata yemek imkansizsa, gunesi gokkusagini cicekleri hatta her seyi gormek yerine karanliksa gordugun, her gece uyanip da tuvalete gitmek yerine karnina baglanmis hortumlarin bobreklerini temizlemesiyse hayat...

bu ayrilik huzun kadar huzur da veriyor bana...

onun orda daha iyi olacagina inaniyorum...

son konustugumuzda o kadar yorgundu ki sesi, ben hic iyi olmiycak miyim diyordu???

oldun arkadasim iyi oldun

bu da senin mucizendi...

gecirdigimiz zamanlara, konustugumuz gunlere, paylastiklarimiza seni tanidigima sukrediyorum...

mutlu ol gittigin yerde...

her gun hepimiz kendi mucizemizi yasiyoruz aslinda...

dogarak, olerek, dogurarak, severek, nefes alarak, paylasarak...


Pazartesi Mucizeleri

2 hafta önce yine bir pazartesi sabahı, pazartesi sendromunun evreleri arasında gidip gelirken bulutların arasından göz kırpan güneş can simidim olmuş, bu hafta yaşadıklarım mucize olsun bana dedirtmişti...

Ufak tefek bir kaç mucizeden sonra perşembe günü, aman pek de bi mucize olmadı ama buna da şükür derken...

Hafta bitmedi daha erken dedirten bi haber geldi...

Ve güzel bir pazar...

Geçen hafta pazartesi sendromuna girme hakkım yoktu, Akademi'de bütün gün ders vericektim ama yine de iç ses bezgindi. Kaldıysa hakkım bu hafta da mucize olabilir miydi acaba...

Eveeeet,

İlk hafta ki kadar olmasa da en sevdiğim şeyden bir kutu kazanmak, son dakika programıyla kokusunu duymak...

Ve bu sabah yine bir pazartesi...

Mucizeler dilemekten yorulmadın mı, yüzün var mı hala istemeye...

Dedim ki sadece bana di'il, herkese yaşadıkları mucize olsun bu hafta...

Daha doğrusu yaşadıklarının mucize olduğunun farkına varsınlar...

Uzun bir tatil haftasından önceki 5 iş günü...

bu bile bi mucize di'il mi her ne kadar ben 14'ünde yarı gün çalışsam da ;-)