Çarşamba, Haziran 29, 2011

Asfaltın Altında Ne Var???

Boşuna değil tarihi yarımadanın büyüsünden kurtulmamak..


Üniversiteyi Beyazıt'ta okuyanlar, Fatih, Aksaray civarında yaşayanlar bir şekilde yolu Laleli'den geçen herkesin üzerinde yürüdüğü sıradan asfalt bir yol.


Şimdilerde Kabataş'a giden tramvayın ortasından geçtiği Ordu Caddesinden İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nden Veznecilere bağlanan geniş yolun sonu metal paravanlarla kapatılmış üzerinde Marmaray çalışmaları yazan bir tabela eşliğinde.

Sıkı sıkıya birbirine bağlanmış parçalardan ikisinin arası meraklılar tarafından mı yoksa kendiliğinden mi bir kaç parmak açılmış bilinmez; benim de merakımı uyandırdı.

Uzanıp bakınca aradan "aman allahım biz bir şehrin üzerinde yürüyormuşuz" dedim. Uzatıp fotoğraf makinemin objektifini aradan gözümün gördüğünden fazlasına ulaşmak istedim.

İşte burda...

Resme büyütüp bakarsanız eski şehrin öyle çok derinlerde değil sadece bir kaç santim kalınlığındaki asfaltın hemen altından başladığını göreceksiniz.

Demek bundan tarihi yarımadada büyülenmeden dolaşmanın imkansızlığı...

Salı, Haziran 28, 2011

Hayırlı Kandiller!

Bir sürü bir sürü kitap okuyoruz, en çok satanı, kişiseli geliştireni, hayatımızı değiştireni...

Ama en önemli kitabı baştan sona okumak, ne kadar okuyabildiğimiz???

Ben çok şey buldum içinde baştan sona okuduğum da, yine de ara ara okur her seferinde başka bir ayetine takılırım. Dün akşam okurken de 4. ayet çakıldı beynime; insanlara düşünüp ifade etmeyi öğrettiği hakkında...

Düşünmek ve ifade etmek bize verilmiş en büyük meziyetlerden biriyken biz ne kadar az düşünüp ne kadar az ifade ediyoruz. Otomatiğe bağlanmış hayatlarda, otomatik cümlelerle bize verilen zamanı öylesine yaşıyoruz.

Miraç Kandiliniz Mübarek Olsun!


Bismillahirrahmânirrahîm

1,2. Rahmân Kur’an’ı öğretti.

3. İnsanı yarattı.

4. Ona beyanı (düşünüp ifade etmeyi) öğretti.

5. Güneş ve ay bir hesaba göre hareket etmektedir.

6. Otlar ve ağaçlar (Allah’a) boyun eğerler.

7. Göğü yükseltti ve ölçüyü koydu.

8. Ölçüde haddi aşmayın.

9. Tartıyı adaletle yapın, teraziyi eksik tutmayın.

10. Allah yeri yaratıklar için var etti.

11. Orada meyve(ler) ve salkımlı hurma ağaçları vardır.

12. Yapraklı taneler, hoş kokulu bitkiler vardır.

13. O halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

14. Allah insanı, pişmiş çamur gibi bir balçıktan yarattı.

15. “Cin” i de yalın bir ateşten yarattı.

16. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

17. O iki doğunun ve iki batının Rabbidir.1

18. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

19. (Suları acı ve tatlı olan) iki denizi salıvermiştir; birbirine kavuşuyorlar.2

20. (Fakat) aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmıyorlar.

21. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

22. O denizlerin her ikisinden de inci ve mercan çıkar.

23. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

24. Denizde akıp giden dağlar gibi yüksek gemiler de O’nundur.

25. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

26. Yer üzerinde bulunan her canlı yok olacaktır.

27. Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâtı bâki kalacaktır.

28. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

29. Göklerde ve yerde bulunanlar, (her şeyi) O’ndan isterler. O, her an yeni bir ilahi tasarruftadır.

30. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

31. Yakında sizi de hesaba çekeceğiz, ey cinler ve insanlar!

32. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

33. Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin uçlarından bucaklarından geçip gitmeye gücünüz yeterse geçip gidin. Büyük bir güç olmadıkça geçip gidemezsiniz.

34. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

35. Üstünüze ateşten yalın bir alevle kıpkızıl bir duman gönderilir de kendinizi koruyamazsınız.

36. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

37. Gök yarılıp da, yanıp kızaran yağ gibi kırmızı gül haline geldiği zaman (haliniz ne olur?)

38. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

39. İşte o gün ne insana, ne cine günahı sorulmayacak.3

40. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
41. Suçlular simalarından tanınır da, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.

42. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

43. İşte bu suçluların yalanladıkları cehennemdir.

44. Onlar, cehennem ateşi ile yüksek derecede kaynar su arasında gider gelirler.

45. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

46. Rabbinin huzurunda (hesap vermek üzere) duracağından korkan kimseye iki cennet vardır.

47. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

48. İki cennet de (ağaçlar, meyveler, rengarenk bitkiler gibi) çeşit çeşit güzelliklerle bezenmiştir.

49. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

50. İçlerinde akan iki pınar vardır.

51. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

52. İkisinde de her meyveden çift çift vardır.

53. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

54. Onlar astarları kalın ipekten olan döşeklere yaslanırlar. Bu iki cennetin meyveleri (zahmetsizce alınacak kadar) yakındır.

55. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

56. Oralarda bakışlarını sadece eşlerine çevirmiş dilberler vardır. Onlara eşlerinden önce ne bir insan, ne bir cin dokunmuştur.

57. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

58. Onlar sanki yakut ve mercandır.

59. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

60. İyiliğin karşılığı, yalnız iyiliktir.

61. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

62. Bu iki cennetten başka iki cennet daha vardır.

63. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

64. O iki cennet koyu yeşil renktedir.

65. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

66. İçlerinde kaynayan iki pınar vardır.

67. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

68. İçlerinde her türlü meyve, hurma ve nar vardır.

69. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

70. Onlarda huyları güzel, yüzleri güzel dilberler vardır.

71. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

72. Onlar, çadırlara kapanmış hurilerdir.

73. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

74. Onlara, eşlerinden önce ne bir insan ne bir cin dokunmuştur.

75. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

76. Onlar yeşil yastıklara ve güzel yaygılara yaslanırlar, (nimetlenirler).

77. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

78. Azamet ve ikram sahibi Rabbinin adı yücedir.

Pazar, Haziran 26, 2011

Ey ruhum!

Nerdesin???

Bedenimin olduğu bu yerde bu sahnede, sen yanımda di'ilsin

Beynim ayrılıp gidemediği için sıkışıp kaldığı kafatasının içinden hemen başka bi yerde kalan ruhu, burda olan bedeni komuta etmeye çalışmaktan yorgun, mutsuz...

Ben biliyorum senin nerde olduğunu, ama almak istemem ki seni ordan; beden de gelmek ister yanına

Ama nasıl???

Yağmur ıslatırken elimi, yanağımı, saçlarımı ve üzerimi...

bi bir sene öncesine,

aynı sahne aynı şarkılar

bi bir gün öncesine gidip geliyor

Çarşamba, Haziran 22, 2011

Naçizane Mim

Mim'lemiş beni Hayatın Süs Payı "Naçizane Mim"le...

http://hayatinsuspayi.blogspot.com/2011/06/eyyy-blok-halkii.html

Şu anda nerede bulunmak ve ne yapmak isterdiniz ?



O yerde dilinize dolanan ilk şarkı ne olurdu?
 
Ahh be güzelim, nerde olmak istediğimi bir bilsem izne çıkmama sadece 2 gün kalmışken gitmez miydim, bi şarkı dolamaz mıydım dilime, resmini de koymaz mıydım???
 
Ama gerçekten bilmiyorum :((((((((((
 
Yonca "serseri mayın"

Pazartesi, Haziran 20, 2011

Keeees!!!

Yan yana gelen iki kişiden birinin diğerine "Doğruyu söyle AKP'ye ben oy vermediğime göre sen verdin" geyiğinden

Her dizide iki kadından birinin hamile olmasından, -bazen her ikisinin de-

Kan revan içinde geçirilen kanamalara rağmen sonlanamayan dizi gebeliklerden

Hadi bu sefer, inşallah deyip günü geldiğinde yine hiç bir şey olmamasından

Yazın yaz, kışın kış, baharın bahar olmamasından

İşin dostların arasında kara kedi olmasından

Kendimden,

Değiştiremediklerimden,

Vazgeçemediklerimden,

Ve daha bi sürü şeyden

S-I-K-I-L-D-I-M


Değiştirmek yerine bir şeyleri, oturup koltuğa "kes, bir kez daha kes" diyor kadın

Bir Lezzet Keşfi

Ezel başladı, bitiyor ama ben daha bir kez oturup da bir bölümünü izlemiş insan değilim. Ama izlemesem de sor hikayenin ne olduğunu söylerim, fragmanlar saolsun ;)

Bu akşam Ezel yerine daha lezzetli bir  uğraşım var :)))))


Sıkışık köprü trafiğinde kimin canının çekip aldığını bilmediğim, frizbi misali yuvarlak kağıt helvanın evrim geçirerek insanlığa daha faydalı bir şekle dönüşmüşünün arasında dondurma topları...

Şiddetle tavsiye ederim...

Salı, Haziran 14, 2011

Ay'ı Tutun...

Kaçmasın :)))

15 Haziran 20:30'dan itibaren Türkiye'den de gözlenebilecek yılın ilk ay tutulmasına şahit olmak istiyorsanız, başınızı gökyüzüne kaldırın.

Ben İstanbul'un en tepesinde olmayı planlıyorum o saatlerde Ay'a daha yakın olmak için, tabi hava şartları müsade ederse...

Tam tutulma nedeniyle dünya haince güneşle ayın arasına girip, her zamanki beyazımsı renginin aksine bakır tonlarında görmemizi sağlayacak ayı.



Gösteri programı şöyle :

Yarıgölge tutulma başlangıcı: 19.24
Parçalı tutulma başlangıcı: 20.23
Tam tutulma başlangıcı: 21.22
Tam tutulma ortası: 22.13
Tam tutulma sonu: 23.03
Parçalı tutulma sonu: 00.02

Yarıgölge tutulma sonu: 01.01

Gökyüzünde bu kadar şenlik olur da hayatımızın neşesi burçlarımız etkilenmese olur mu???

Olmaz!

Bu linkte de tutulmanın burcunuza etkilerini okuyabilirsiniz...

http://solarlunarx.blogspot.com/2011/06/15-haziran-yay-burcunda-tam-ay.html

Pazartesi, Haziran 13, 2011

Heeeey!!! Bu benim elim...


Hürriyet'in bugünkü seyahat ekinde tam bir yıl önce çektiğimiz resmi görünce bi garip oldum.

Heeeey!!!

O benim elim, benim çileklerim, diğer yanımdaki ellerden biri Şener diğeri Harun.

Bulut Şelalesinden dönerken toplamıştık bu dağ çileklerini :))))

Pek net çıkmamış gazetede, gerçeği işte burda

Pazar, Haziran 12, 2011

Bir Yaz Akşamı Hatırası

Güneş ufukta kaybolmaya başladığında mı insan artık elinde olmayanları hatırlayıp içlenir???

Bugünü hatıralar sandığına kaldırırken, bir daha yaşanmayacağı gerçeğiyle diğerleri açılan kapaktan başını uzatırken...

Kırmızı Kilise'nin arkasından batan güneşin kızıllığında, yarasa mı yoksa gece kuşu mu olduklarını bir türlü bilemediğim çok hızlı ama ciyak ciyak diye bağırarak topluca uçan kuşlar

Sultan Selim Camisinin de olduğu tepelerdeki evlerin camlarını altına dönüşmesini

Açık mutfak pencereleri, balon kapılarından taşan kızartma ve karpuz kokusu

Akşam ezanı  okununca evin yolunu tutacağından oyunun son dakikalarında coşkunun zirve yapmasıyl kendinden geçmiş çocuk çığlıkları

Hasköy sırtlarından Kasımpaşa'ya kadar göz alabildiğinekçük boğaz seyrettiğimiz balkonda kurulan akşam sofraları, yemek sonrası kuzenler, arkadaşlar, teyzelerle çekirdek ve çay faslı

Balkonun yerine serilmiş kilimin üzerindeki minderlerde küçük şekerlemeler yapmak...

Sabahın ilk ışıklarında, güneş daha Tepebaşı'nın sırtlarında yükselmeye başlamadan kendini gösteren kızıllık sırasında; sabah serinliğinden korunmak için sarıldığım örtüyle Haliç tersanelerindeki gemilerin uzun saatlerdir kıpırtsız suyun yüzeyindeki aksini seyretmek...

Ne güzeldi ...

Bugüne döndüğümde sadece çocukuğumda yaşadıklarımı mı özleyeceğim, bugünden bir şeyleri ilerde özlemeyecek miyim diye sordum kendime.

Neyi özleyebilirim, ilerde hatırlamak için şimdiden daha bi sarılıyim ona diye aramaya başladım hatıralarımı...

Bugün yaparken, yaşarken keyif aldığım ne varsa o dur yarın da hatırlayıp özleyeceğim...

Perşembe, Haziran 09, 2011

Annemin Sergisi

14 Haziran'a kadar Eyüp Feshane'de İsmek kurslarında bu sene yapılan el sanatlarını, el işlerini görebilirsiniz.

Güzel şeyler göreceğiniz kadar komik şeyler de bulacaksınız.

Bu seneki serginin benim için ayrı bir önemi olması annemin de bir eserinin sergilenmesi :)))

En çok hoşuma gidenlerden bazı fotoğraflar


Kitre bebek yapımı kursunda Survivor Nihat Doğan kuzusuyla birlikte çalışılmış ;)) 

Kitre bebeklerden bir de köy meydanı yapmışlar

Veeee annemin eseri Kurdela Nakışı...



Bu da paket kağıdından gece elbisesi (aşağıdaki resim)




Kırkyama tekniğiyle yapıldıklarına inanmak zor
Kadının suratındaki ifadeye bayıldım :)))), sanırım poz verirken fare görmüş ama model olduğu için kıpırdıyamamış :)))))

İğne oyası kursunun yaptıkları

Hoş bir çift :)))

Ve minyatür kursunda yapılmış güzel bir çalışma

Çarşamba, Haziran 08, 2011

Büyük Harfler

Büyük harflerle susuyor, küçük harflerle konuşuyor, sadece yazıyorum...

Konuşsam ne değişecek? Sussam daha mı az acıycak?

Başlayınca devamını söylemek, anlatmak gerek gereğini, oysa anlayabildikleri kadar anlattıkların...

Ama kendi kendine susabilirsin,

Kimsenin anlamaya, senin anlatmaya ihtiyacın yoktur...

Salı, Haziran 07, 2011

Glade Kadını


Bir ara Cemil İpekçi tasarımı Glade oda spreylerini görmüşsünüzdür marketlerde...

Tasarım sırası şimdi siz de.

Hazır resimlerden, şekillerden kendi tasarımınızı yapıp oylamaya koyuyorsunuz. Birincinin ödülü ne bilmiyorum. Zaten 1. olmak gibi de bir iddiam yok çünkü ilk 100'e baktığımda (oy çokluğuna göre) farklı kulvarlarda koşuyoruz.

Kimseye çamur atmadan ;)) naçizane benim tasarımımı da yukarda görüyorsunuz. Oy verirseniz mutlu olurum, vermeseniz yine de severim sizi :)))

Aman sakın karıştırmayın 12 Haziran'da bana oy vermiyceksiniz, sadece Glade tasarımım için :)))) 

http://www.gladekadini.com/sentasarla/index.php?id=8935#/galeri

(Sen 12 Haziran'da da bana oy verebilirsin Tahsin ;)))

Pazartesi, Haziran 06, 2011

Kürtaj

Literatürde ki karşılığı;
1. Vücutta boşluklar içinde bulunan yabancı cisimleri, hasta veya zararlı sayılan dokuları kazıyarak alma, kazıma.

2. Döl yatağının içini kazıyıp cenini alma işi.

Ehli, uzmanı yapmalı ki öldürmesin kurtarsın bedeni istenmeyenden, zararlı olandan...

Ruha işlemiş, niyetlenip niyetlenip söküp atmaya cesaret edilemeyen aşkları, sevdaları, sevgilileri kazımak da mümkün olsa...

Gidip gidip; geriye dönüp baktığında hala orda durduğunu görüp, canını yakmaya devam eden...

Rüyada bir kadın, "kürtaj yapacağım" diyor "ama canın yanacak" oysa ne bir hamilelik, ne başka bir şey...

Sıçrayarak uykudan "hayırdır inşallah" derken

???

"Kadın ruhlarının kürtaja ihtiyacı var mesajı taşıyan ilahi bir rüyaydı" da karar kılıyorum

Yumurtalı Dolandırıcılık


Yumurtalı ekmek gibi olsa da başlık, son zamanlarda eline bi poşet yumurtayı alıp zilinize basıp;

"üst kattaki Birsen hanıma köy yumurtası getirdim, evde yokmuş size bırakmamı söyledi"

E tamam güzel, komşuluk ölmedi ya alıverirsin komşuna gelen yumurtaları.

"ama dedi ki, parasını da versin"

Hmmm, Birsen hanım da hiç haber vermeden böyle bi şey yapmazdı ama komşuma ayıp olmasın ödeyivereyim diye düşünüp parayı verirsin.

İlk duyduğum hikayede bozuk yok bende, ya yok mu cüzdanında bi 50 tl ver onu, araba marketin önünde bozdurup getiriyim üstünü

demesiyle şüphe çekip, "al yumurtalarını da git"le son buluyor.

Bir diğeri de benzer şekilde başarısızlıkla sonuçlanan bir girişim.

Durma!

Dur dedi ya...

Durdum bekledim...

Ta ki şu an şu saniyeye kadar...

Her yeni birileriyle tanıştığımda, seni ne kadar az tanıdığım ya da benim tanıdığım gerçekten ne kadar sen olduğun ikileminde debelenirken, kaçıp gitmek yok saymak istiyorum şimdiye dek düşündüklerimi...

Her değişim sancılı, acılı...

Bile isteye -istemeye- vazgeçmeli bu alışkanlıktan derken ruhun, eşlik ederken de beynin...

İsyankar hücreler çıkıyor karşına bu sefer de,

İşlenmiş her birine günler geceler boyunca...

Yok senle savaşacak gücüm, inancım...

Sana da inanmıyor ki artık bu yürek...

Ben sadece bir yabancı...