Pazartesi, Temmuz 05, 2010

Taş Kafa

Kafalarının içinde bir taş vardır. Taşın ağırlığıdır aslında, kafalarından geçen düşüncelerin ağırlığı oturaklığı sandıkları.

O taş o kadar kocamandır ki birer köşesi de kulaklarını tıkamıştır. Ne söyleneni duyarlar, ne kendi söylediklerini.

Sadece konuşur, konuşur, konuşur.

Anlamsız, saçma sapan bir ton söz söyleyip döner döner dururlar kendi etraflarında.

Bundan başkasını da bilmezler.

Yörüngelerinden şaşarlarsa mazallah o taş kafalarını taşlara vururlar.

Yumurta yumurtaya vurunca çatlar da, taş kafa taşa vurunca sen çatlarsın da o çatlamaz.

Hiç yorum yok: