Karadeniz insanı yaratıcı, elindeki kaynakları en iyi şekilde değerlendirmeyi bilir icatlar yapar. Çok mucit vardır yörede biz de adıyla müsemma "Mucit'in Yeri"ni ziyaret ettik Ayder'e çıkarken.
Salıncakta sallanırsınız diye kandırdılar bizi götürürken :))
İki devasa ağacın arasına kurulmuş tahtı andıran koltuğuyla zevkten çığlıklar atarak göklere yükselip, hızınızı alamazsanız nehirde kendinizi bulabileceğiniz çılgın bi şey. -sıkı tutunarsanız yok öyle bi tehlike ama öyle havalanınca aklınız ilk gelen bu oluyo-
Mucit'in Yeri bölgede sık sık görmeye alışık olduğumuz bir alabalık çiftliği, restoran, çay bahçesi ekstrası hayvanat bahçesi, garip hayvan heykelleriyle sanat galerisi, elektriğini kendi üreten ve suyla çalışan ilkel -doğal- bir değirmeni olan çok güzel bir yer.
Öğlen saatlerinde Çamlıhemşin Konaklar mahallesinde çarkı sökülmüş bir değirmen görmüş nasıl çalıştığını Şener'in anlatımıyla hayal etmeye çalışmıştım. Değirmen yoktu çalışan ama deresinde kendimizden geçercesine eğlenmiştik.-Videomuzu facebooktan seyredebilirsiniz-
Ama burda çalışır durumda mısır öğüten hatta Yüreğine Sor filminde mekan olarak kullanılmış "Lazuttişi Karmatte" vardı. Türkçesiyle "Mısır Değirmeni"
Suyun şiddetiyle iki değirmen taşı dönerek yukarıdan tek tek dökülen mısır tanelerini un haline getiriyor. Yeni öğütülmüş mısır unundan aldık İstanbul'a getirdik. İşin ehli annem beğenirmi bilemediğim için çok almadım. Ama un o kadar güzel ki ekmeği de muhlaması da başka bir lezzetli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder