Dün yağmur yağarken Çemberlitaş'ta tellere sıralanmış kuşlar.
Daha önce de yazdığım gibi Kapalıçarşı'daki Tuluyhan Uğurlu konserindeydim dün. Gerçekten gidilmeye değer bir konserdi.
Kapalıçarşı kapalıyken çok bir şey ifade etmiyor insana. Ruhu olmuyor kalabalık ve ışıl ışıl mağazalar olmayınca. Ama yine de toplanmış halini görmek ilginç bir tecrübeydi. Duvarlara asılan, çanta ve şalların, süs eşyalarının sadece üzerine bir bez örütlerek bırakıldığını; kuyumcuların bazılarının tüm takıları toplamak yerine üzerine gazete örttüğünü görmek ilginçti.
Konserin ön sıralarında Aykut Işıklar, Sibel Can ve Yaşar Okuyan vardı. Kameralara herhangi bir yasak getirilmediği için neredeyse bütün konser boyunca ışıkları üzerimize doğrultulmuş kameraların tacizine uğradık. İki eser arasında bazı seyirciler sinirlenerek bağırıp çağırdılar sonunda Tuluyhan Uğurlu araya girerek basından rica etti de ortalık yatıştı.
Eserler güzeldi, onları dinlerken ekranlara yansıtılan görüntüler ve eşlik eden yazılar, öğretici bilgiler her şeyi daha anlamlı kılıyordu.
Erguvan Zamanı benim şarkımdı :)
Tuluyhan Uğurlu'ya baktığımda; masmavi gözleri, kıvırcık saçlarının çevrelediği tombul yüzüyle masum bir çocuk görüyorum karşımda. Tertemiz bir ruhu varmış ve gözlerinde ne görüyorsanız içinde de o var gibi.
Başkalarının aksine giderim buralardan değil; buralar bizim farkında olalım sahip çıkalım diyerek hem notaları hem kendisi haykırıyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder