Çok sevdiğim bir arkadaşımla uzun bir aradan sonra dün akşam buluştuk. Yemek yedik, sohbet ettik, güldük, kimler geldi kimler geçti dedik. Hızımızı alamadık bi de bize fal baktı.
Falların sonunda ortada kalan fincanların görüntüsü belgelenmeye değerdi. Hatta çekimde, vitrin tasarımcısı olarak görsel düzeltmeler de yaptı. Ama makine cep telefonu ve ortam loş olunca resmin sanatsal yönünü pek ortaya çıkartamadık. Olsun. Hiç böyle karıştırılmış, bulaştırılmış darmadağın edilmiş falına bakılmış fincan gördünüz mü? Sizi bilmem ama kafedeki garsonun böyle fincanlara alışık olduğunu ama bu kadarına değil demesine koptuk.
Görüntüyü boş ver ne dedi derseniz? Güzel şeyler, güzel umutlar hem de tarih vererek. Dileyelim olsun. Geleceği bilemem ama, var olanlarla söyledikleri enteresan noktalarda kesişti. Sonuçta fala inanma falsız kalma bizimkisi, eğlencesine yani. Bi kaç gün sonra unuturum. Unutmamak için yazıyim siz de bilin, olursa "Ufuk falında söylemişti" dersiniz.
Yakında aşk var. Haziran 2009'da düğünüme beklerim. Bu kısmı pek hoşuma gitmesede Avustralya'yla bir ilgisi var ben o kadar uzaklara gidemem. Sürekli uçan birisi ve bana vereceği ilk çiçek lale. Annesi ve ablası ile yaşıyor. Suadiye-Bostancı arasında bir yerlerde. Hatta abarttı adını bile söyledi. Murat. Valla tanımıyorum :)
İşim için de güzel şeyler söyledi.
Kısacası yakın zamanlarda size iki güzel haberim olacakmış. Bakalım. İyiler gelsin kötüler geri gitsin.
Teşekkürler Ufuk
1 yorum:
Hayirlisi ne ise o olsun...Muradin Murat ise eger tez zamanda gelsin :)
Yorum Gönder