Salı, Ocak 15, 2008

Buzdağı

Gün ışığında parıldayan güzel bir tepecik.

Karanlıkta biraz korkutan ve ürküten, bilinmeyen büyük bir tepe

Karanlıkta biraz korkutan ve ürküten, bilinmeyen büyük bir tepe

Görünen ve görünmeyen de yaşananlar...

Aslında bir bütün ama birlikte değillermiş gibi.

Herkesin bir buzdağı olduğuna inanıyorum ben.

Gördüğümüz, gördüğünüz; alttaysa görünmeyen ama Titanic gibi koca bir gemiyi bile batırabilen.

İklimdeki değişiklikler kutuplardakileri eritirken; hayatta yaşanan değişimlerle insanlarınkinin görünmeyen kısmını büyütüyor.

Geçenlerde tanıştığım bloğumun takipçilerinden Özgür'ün hayatımı bu kadar kolay paylaşmamı anlamakta zorlanmasını düşünüyorum son günlerde.

Ben hayatımı, yaşadıklarımı gerçekten çok mu paylaşıyorum?

Ordan bakınca belki öyle görünüyor...

İşte yine buzdağı prensibi

Evet okuduklarınız, gördükleriniz benim. Ama buzdağının üstü şüphesiz.

Bu samimiyetsizlik yada kendimi olduğundan farklı tanıtmak değil, sadece buzdağının altının hiç bir zaman ortaya çıkamaması.

Herkesin buzdağının altında farklı hikayeler var. Hayatlarında her şeyin normal yolunda olduğunu düşündüğünüz pek çok insanın bu kadar da olmaz dedirtecek yaşanmışlıkları var şüphesiz.

Kimse bilemez bilmiyor; son haftalarda işi, evi, hayatı, var olan her şeyi bitirip yeni bir hayat kurmayı; bunlarla ilgili nasıl planlar olduğunu.

3 yorum:

Sanem dedi ki...

Katılıyorum sana. Oradan baktığımda/baktığında görebildiğimiz buzdağının sadece görünen yüzü. Altta kalanları bimiyoruz, bilemiyoruz. Karşımızdakini sadece karşımızdakinin izin verdiği ölçülerde tanıyabiliyoruz çünkü.

Asortik Krep dedi ki...

Aynen katılıyorum,her ikinize de :)

Dört Yapraklı Yonca dedi ki...

sevgili asortik, sevgili sanem yorumlar için teşekkürler. Son zamanlarda ben kendimi çok ihmal ettim, biliyorum sizi de. Beni unuttunuz sanmıştım.

Unutmadığınız için de teşekkürler. Böylece derinlerden sıcak su akıntısı geçmesini sağlıyorsunuz ;)