Çarşamba, Ağustos 04, 2010

Yüzünü Denizin Yıkadıkları


Sabahları İstanbul Boğazı'nı motor yada vapurla geçerek işine gitme imkanı olanların şanslı olduğunu düşünüyorum. Belki ben nadiren yaşadığım için bu kadar olağanüstü olduğunu düşünüyor da olabilirim.

Bu sabah da öyle şanslı günlerimden biriydi. Neşeli başladı günüm :))

Ancak bu neşe sadece ben de değil, denizde de vardı. Uzun zamandır görmediği sevdiği birine şımaran haylaz bir çocuk gibi yaramazlık yaptı.

Köpürdü, havalandı, rüzgarla bir olup üstüme atladı.

Islattı beni.

Üzerimde öbek öbek su lekeleri, kolumdan, çantamdan, güneş gözlüklerimden damlalar süzülecek kadar çok.

Kocaman bir gülümseme yerleşti yüzüme...

İlk etkiyle kendimi geri çekmiştim ama biraz sonra yine yaklaştım korkuluklara. O da oyuna kaldığı yerden devam etti. Biraz daha ıslandım.

Artık sırıtma noktasındaydım, anladım ki sabah yüzünü yıkamadan evden çıkanlar vardı ve deniz onların da yüzünü yıkıyordu.

Çünkü hemen yanımda duran adamın suratından sular damlıyordu :)))

Hiç yorum yok: