Salı, Nisan 07, 2009

Seninle

Akşam eve gelir gelmez yazacaktım, aklımdan geçenler canlıyken. Ama her zamanki gibi geldiği anda değerlendirilmeyen kelimeler, soğumuş yemek gibi lezzetini keyfini kaybediyor. Şimdi ne yazsam boş. Boş mu?

Boş değil.

Bu baharı yaşamak, yeniden doğmak istiyorum. Ama havaların ısınmasını bekliyorum, boğazda erguvanların açmasını, bir de seni.

Bu baharı seninle yaşamak istiyorum. Bir sürü planım var bu baharı değerlendirmek için. Fazla zaman yok biliyorum. Bahar da kısa, yetmez, yetenleri yaparız. Yeter ki iste.

Neler mi?

Üsküdar'da bir sabah, denizin ortasında durup dünyanın en özel ve güzel şehrini alabildiğince seyretmek

Çimenlere oturup erguvan terasından gemileri seyretmek,

Eminönü'nden alacağın uçurtmayla benim için ilk kez -seni bilmem- uçurtma uçurtmak istiyorum. Beceremesek bile beceriksizliğimize gülmek istiyorum.

Mihrabat'ta yürümek istiyorum, yeşil, pembe, beyaz, sarı baharda ne kadar renk ve koku varsa ruhumuza işlesin diye.

Yakın İstanbul'a uzaklarmış gibi gidip buraların grisini bir günlüğüne de olsa unutmak istiyorum.

Ruhumuza ağırlık veren her şeyi bir günlüğüne de olsa emanete bırakıp, uçmak istiyorum.

Ama yalnız değil.

Başkasıyla değil seninle.

2 yorum:

Gonca dedi ki...

Ne güzel yazmışsın, bu bahar herkeze mutluluk getirir inşallah. Aşksız kalmasın hiç bir kalp...

Dört Yapraklı Yonca dedi ki...

bu bahar çiçekler bi soğuk bi sıcakdan açamadı doğru düzgün. Biri açarken diğeri soldu. Ondan mıdır bilmem bu bahar bana da açmadı. oysa ne hayallerim vardı