Pazar, Aralık 06, 2020

Söz

 Bir anda ağızdan çıkan bir söz, saati vaktine gelir tam karşılığını bulur...

Ama senin hayal ettiğin gibi değil de hayatın getirdiği şekilde olur.

Tam tarif ettiğin şeydir ama sen öyle kast etmemişsindir.

Yıllar önce tanıdığım birisi iş yoğunluğundan bunalmış, şöyle bir kaç gün ne telefon ne kimse olmasa kafamı dinlesem demiş yakınlarına; kısa bir süre sonra doğrudan alakası olmayan bir olay nedeniyle bir kaç günlüğüne gözaltına alınıp ne telefon, ne bir tek kişi olmadan istediği o sessizliğe kavuşmuştu. 

Bir nezarethanede, evinin sıcak ve güvenli ortamında değil.

Ama kast ettiği kesinlikle bu değildi...

Ben de böyle çok bunaldığım zamanlarda masum isteklerim dilime gelirken hep bu olay gelir aklıma. 

Ve susarım.

Korkarım istemeye.

Çok bunaldığım, kendime uzaklaştığım, insanlığımı unuttuğum şu günlerde öyle hayallerim ve isteklerim var ki...

İşi tamamen unutmak

Tek başıma kalıp kitap okumak, yazmak, sadece mutlu ettiğim şeyleri yapmak

İşle ilgili her şeyi silmek

Deadline'ı olmayan işler yapmak

Saatlerce film izlemek, boşluktan can sıkıntısından ne yapacağıma karar verememek gibi

Hepsi o kadar masum istekler ki

Nasıl gerçekleştiremez de bu masum istekleri, dilemekten korkar insan.

İşte öyle bir hayat; hayat demek haksızlık olur iş hayatı diye düzeltiyorum. 

İçinde "Ben" diye bir şey olmayan, 

Yazmayı bile bilgisayar ekranı açmaktan kaçar olduğu için defterlerine dönen; her gece düzenli buluşmaların da seyrekleşerek bir aydır görüşmemeye döndüğü düşünülürse çok daha da uzatmayalım konuyu.



Hiç yorum yok: