Her geçen yıl biraz daha az yazıyla blogumu hayatta tutmaya çalışıyorum. Ama böyle giderse bir kaç sene sonra hiç yazmadığım bir tam yılı yaşamak çok uzak değil gibi.
En büyük düşman instagram diye kandırıyorum kendimi aslında, çünkü insta fotolarıma da öyle aman aman yorumlar yazmıyorum.
Anlatmak istediğimi sadece bir iki resimle bırakıp ortaya kaçıyorum.
Ama muhtemelen insanlar da eskisi gibi okumuyor uzun uzun yazıları...
Mesela ben,
Eskiden blog okuma listelerimi takip ederdim, ne var ne yok diye. Ama artık hiç bakmıyorum bile.
Yani, evet ben de artık blog okumuyorum :(
İnstagram ve twitterla tatmin ediyorum kendimi...
Yani, evet ben bir kez daha günah çıkarıyorum :)
Biraz yaşla da ilgisi var benim için bu yazma işlerinin...
Eskiden daha çok sorgular, daha çok konuşurdum kendimle...
Büyüdükçe her şeyi daha çok kabullenip, daha az sorgulamaya, daha az düşünmeye başlayınca oturup yazacak da çok bir şey kalmıyor.
İki hafta önce bir akşam vakti aklıma gelen ani bir kararla, sırf zevkim için yazdıklarımı internetten çıkartıp elle tutulur yapmaya karar verdim.
Ama önce bütün blog arşivini kopyalamak, yazıların üstünden geçmek, onları sınıflandırmak gruplandırmak gerekiyor. Kafamda bu planda yapıldı.
Ama gel gör ki planın hiç bir tarafından giriş yapılamadı.
İş hayatında tüm projelerimizde yaptığımız gibi proje planı, business case'i hazırlayıp, -Gantt şeması mıydı o?- takvim mi çıkarsam.
Hatta bi proje yöneticisi mi atasam kendime.
Evet aslında diğer bir neden de iş hayatındaki bitip tükenmeyen projelerin, takılıp kalan işlerin ilerleyemeyişinden gelen bıkkınlıkla sermek her şeyi.
Bu akşam yazıp bırakalım buraya, bu blogda yazan cümleler ele avuca gelmek ister. Sen de bir el at ta yapalım.
Aslında bu blog temasından da çok sıkıldım. Kaç senedir aynı :(
Temalara bakıyorum öyle çok çeken bir şey yok beni. Bunda resimleri renkleri değiştirsem aslında. Düşünsene tema resmimde ben henüz siyah saçlıyım. Kaç yıl oldu sarışın olalı :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder