Bazı günler vardır; huzurun mutluluğun çok basit şeylerin bile ras'gitmesinin yüzüne koca bir tebessüm bıraktığı...
Sabah 06:20 uyanış;
07:30; feribot iskelesinin kapısındaki simitçiden çıtır çıtır sıcacık simitler almak, öğleden sonra benzin almayla uğraşmamak için ihtiyaç molası.
07:50; sabah gazeteleri kolun altına sıkıştırılıp sessizce eve giriş, -uykudakiler aman uyanmasın-
07:52; çay demleme, kahvaltı sofrasını hazırlama
08:10; kahvaltı hazır diyip bir öpücükle anneyi uyandırma :)
09:20; annenin kurdela nakışı maceraları için malzeme temini için istikamet Eminönü
09:35; kapısında kuyruğun birazdan metrelerce uzayacağı otoparkta, en iyi yere parkediş :)
11:55; öğleden sonraki randevu için hazırlanma ve bir kaç şey daha
12:55; trafiğe takılmadan Mecidiyeköy'den yolcu alma ve Çengelköy'e doğru yola devam
13:00; köprüde trafik yok :)
13:20; Çengelköy Huzurtepe'de Huzurtepe Caminin karşısındaki yüksek bahçe duvarından mimoza açmış dallarını gururla sarkıtan o muhteşem ağaç :))))))
15:25; Huzurtepe'den ayrılmadan mimozaların fotoğrafını çekmek. Çok yüksekte olduğunu düşündüğüm ama küçük bir dalına bir zıplamayla yetişip -ya da o bana eğildi, bilemiyorum- annem için ödünç almak
16:00; randevusuz kuaförümü müsait bulmak; Şişli'nin araç keşmekeşinde kapısının önünde boş park yeri bulmak :)
17:00; yeniden şekillenen saçlarımla aynadaki yüzümde kocaman bir tebessüm :)))))
Allah'a şükürler olsun; bugün mutlu oldum, mutlu ettim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder