Pazartesi, Mart 06, 2006

Bugün Günlerden Pazartesi....

Sanmayın ki tüm dünyada kabul görmüş Pazartesi sendromundan bahsedeceğim. (Nazar değmesin) Son bir kaç haftadır, Pazartesi sendromu diye bir şey tanımıyorum. Tamam Pazar akşamı hafif bir umutsuzluk durumu oluyor ama o kadar. Bu yeni durumum nedeniyle Pazartesi yazılarım da biraz plansız, amaçsız, ordan oraya zıplayan ama beni keyiflendiren kısa notlar şeklinde oluyor.

Daha önce bahsetmiştim Merkür’ün geri gitmesinin etkilerinden. Sonra söylemedi demeyin Salı gününden beri Merkür geri gidiyor ve 25 Mart’a kadar da düzelmeyecek. Aradığınızı bulamazsanız, elektronik aletler bozulursa, programlarınız aksarsa, benim gibi cep telefonuyla çetiğiniz resimleri nedensiz bir şekilde e-mail olarak gönderemezseniz bilinki suçlusu Merkür. Onunla iyi geçinmek için zorunlu olmadıkça alışveriş yapmayın –hele elektronik aletler hiç almayın-, bilgisayarınıza program falan yüklemeyin, virüs programınızı kontrol edin, anlaşma yapmayın yeni bir şeye başlamayın.

Pazartesi gününe uygun bir söz olduğunu düşünüyorum. Aslında sadece Pazartesi değil, işten hiç birşeye vakti kalmayan herkes için.

“Eğer işiniz başka hiçbir şeye zaman bırakmayacak kadar yoğunsa yanlış giden bir şeyler var demektir; sizinle ya da işinizle ilgili.”
Williem Boetcker

Bazen depresif yazılar yazsam da (genelde sonbahar ve kışa denk gelir) aslında yaşadığı her anı farkında olarak; yerdeki karıncanın, daldaki bir tek tomurcuğun, bulutların dağılışının, ayın değişimini ve yıldızları gerçekten hissederek keyif alarak yaşarım. Haliç kıyısında Balat’ta yeşil kubbeli, görkemli Bulgar kilisesinin sahile bakan bahçesinde bembeyaz çiçeklerle bezenmiş bir bahar ağacı var. O manzarayı görmenizi gerçekten çok isterim. Ancak her seferinde oradan gece geçtiğim için fotoğrafını çekmem mümkün olmadı. Ama yolunuz oraya düşerse yavaşlayıp, seyredin. Ve daha da iyisi benim yapamadığımı yapar; fotoğrafını çekerseniz bana da gönderirseniz imzanızla yayınlamaktan zevk duyarım

Bazen
Yıldızları süpürürsün, farkında olmadan,
Güneş kucağındadır, bilemezsin.
Bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür,
Ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın.
Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın.
Uçar gider, koşsan da tutamazsın...

William Shakespeare