Çarşamba, Ekim 09, 2024

Münih - Bavaria Motor Works (BMW)

1913’te uçak motoru üretmek üzere Münih’te kurulan Bavaria Motor Works daha sonra motosiklet üretimine ardından da otomobil üretimine başlamış. 2. Dünya savaşı sırasında kullanılan motosikletler nedeniyle üretimi yasaklamış hatta fabrikaları kullanılamaz hale getirilmiş. Bu dönemde iflasın eşiğine gelen şirket mutfak ve bahçe malzemeleri üreterek ayakta kalmaya çalışmış. 

Bavyera bayrağı renklerini logosunda taşıyan marka Münih’te mutlaka görülmesi gereken bir dünyaya sahip.

BMW Welt,

BMW Müzesi ve BMW Group Classic Center

BMW Welt 

Ücretsiz gezilebilecek muhteşem bir showroom, ayrıca üst kattan bir bağlantıyla BMW müzesine geçebiliyorsunuz.

Welt’te son modelleri, özel tasarım konsept arabaları ve motorları yakından inceleyebiliyorsunuz. Bizim ziyaretimizde Naomi Campbell’dan ilham alarak tasarlanan ve Mayıs’ta lansmanı gerçekleştirilen XM Mystique Allure vardı. Mordan laciverte çalan olağanüstü renkli arabanın kaplaması kadife ve payetli kumaştan. Belki de bu yüzden tozlanmasın diye camekanın içinde sergileniyordu.


Showroom deyince öyle küçük bir şey gelmesin aklınıza içinde şık restoranı, kafesi, hediyelik eşya mağazası, yeni arabanızla içeride ki iki kat arasında tur atıp dışarı çıkabileceğiniz sürüş yolu ile mükemmel bir deneyim merkezi.



BMW Müzesi

100 yılı aşan BMW’nin geçmişten günümüze tüm modellerini görebileceğiniz 12 Euro giriş ücreti olan  mutlaka görülmesi gereken bir müze. Aydınlık ve yalın tasarımı, akıcı şekilde kurgulanmış yerleşimiyle yorulmadan kaybolmadan gezebiliyorsunuz. Ve gördüğünüz arabalara hayran oluyorsunuz. Ki otomobillere düşkün birisi için burası bulunmaz yer. 😍






Rock’n Roll’un kralı Elvis Presley’in Almanya’da askerliğini yaparken kullandığı ve sonrasında Amerika’ya götürdüğü ancak 50 yıldır kayıp olduğu düşünülen BMW 507’si geçtiğimiz yıllarda ortaya çıkmıştı. BMW Group Classics tarafından 2 yıl süren restorasyonun ardından müzedeki özel yerini alan 507’nin önünde Elvis’in şarkılarına neşeyle eşlik edebileceğinizi söylemeden geçmiştim.

BMW Group Classics

Bir zamanlar BMW’nin Münih’te ki ilk fabrikasını da içeren 13 bin metrekarelik klasik otomobillere hizmet veren tarihi bir tesis. Klasik arabaların restorasyon, yedek parça ve arşiv gibi ihtiyaçlarının karşılandığı alan Mayıs Haziran arasında bir kaç saat ziyaretçilere açılıyor. Bu yıl ki dokuzuncu ve son açık gününe denk gelmemizin gerçekten büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. ❤️

İklim kontrollü salonda sergilenen birbirinden etkileyici tarihi ve ikonik arabaları 10:00-12:00 arasında yakından görebiliyorsunuz. Neredeyse 100 yaşına merdiven dayamış arabalar karşısında büyüleniyor insan. Kesinlikle görülmesi gereken bir yer. 

Cumartesi etkinliğinin diğer bir özelliği klasik motor yada otomobil sahiplerinin (markası fark etmeksizin) araçlarıyla gelip otopark alanında onları  gururla sergilemesine, ziyaretçilerin de incelemesine fırsat vermesi.

https://www.bmwgroup-classic.com/de/building/wheelsundweisswuerscht.html

Bu kadar çok klasik otomobili bir arada görünce,  plakaların sonunda yer alan H harfinin historical anlamı taşıdığını düşünmeden edemiyor insan 😃



Pazar, Eylül 29, 2024

Münih’te Sanat

Alte Pinakothek 

14 ve 18. yy dönemine ait Avrupa resim sanatının yaklaşık 700 eserine ev sahipliği yapan güzel sanatlar müzesidir.

Bavyera Kralı Ludwig’in sanata olan  merakıyla 1836 yılında açılmış, dünyanın en eski galerilerinden biridir.

Kürk Mantolu Albrecht Dürer oto portresi müzesinin adeta yüzü haline gelmiş olsa da, Rembrandt, Botticelli, Brueghel, Rubens, Raffael’in de etkileyici tabloları yer alıyor. Ve hatta Arcımboldo Mevsimler serisini de görebilirsiniz.

1550- Nürnberg’li Albrecht Dürer kendimi 28 yaşında tasvir ettim.
Muhtemelen sanat tarihinin en sıradışı oto portresi

1545 - Hans Muelich, Bavyera Dükü V. Albrecht. 17 yaşında bir varis olarak gelecekteki imparator 1. Ferdinand’ın kızı Ardüşes Anna ile nişanını anmak için yapılmış.

1616-Rubens ve Brueghel, Çiçek Çelenkli Madonna. Önce Rubens Madonna ve melekleri yaptı sonra Brueghel çiçekleri yerleştirdi. 

Rogier Van der Weyden 1455

Raffaellino del Garbo 1500
1659-Ferdinand Bol, Amsterdam Şarap Tüccarları Loncası Valileri. 

Rembrandt’ın öğrencisi Ferdinand Bol, bu nedenle resime ilk baktığınızda Rembrandt’a ait olduğunu düşündürüyor. Hollanda portre resminin özel bir şekli olan grup portresinde yer alan kişiler belli bir ücret ödeyerek resimde yer alıyor. 
1636- İshak’ın Kurbanı, Rembrandt (Rembrandt Harmensz.van Rijn)

Klasik sanatın ardından Museum Brandhorst’ta modern sanatla devam ediyoruz.
Alte Pinakothek’te bilet alırken kombineyi tercih ederseniz 9 Euro yerine 12 Euro ile üç müzeyi birden gezebilirsiniz.

Brandhorst’un üç katında farklı sergiler bulunuyor.

Üst katta CY Twombly 1928-2011


2008 yılında Cy Twombly, Brandhorst Müzesi'ndeki salon için özel olarak "İsimsiz (Güller)" başlıklı altı resimden oluşan bir seri yarattı. Bu mekansal sahneleme, mimarlık ve sanat arasındaki karşılıklı etki ve koordinasyon nedeniyle benzersizdir. Büyük resimlerde üst üste binen yüzeylerden ve fırça darbelerinden oluşan bir dizi soyut gül görülüyor. Kırmızı, pembe, mavi, sarı ve yeşilin güçlü tonlarındaki sayısız çizgi tuval boyunca akıyor ve motiflerin gücünü ve yoğunluğunu resimsel bir şekilde güçlendiriyor.
 
Çiçekler ve onların kültürel ve tarihi önemlerinin incelenmesi Cy Twombly'nin çalışmalarında önemli bir yer tutuyor. Twombly, pek çok eserinde olduğu gibi güllere de küçük bir “gülün kültürel tarihini” anlatan edebi göndermeler ekledi. Cy Twombly, Rilke, Eliot, Dickinson ve Bachmann'ın şiirlerini kullanıyor ve hafıza, güzellik, erotizm, yalnızlık, kırılganlık veya ölüm gibi çok farklı temalara değiniyor. (Brandhorst Museum web sitesinden)


Giriş katta Alex Katz ve çeşitli sanatçılar


Bu yıl 97. yaşını kutlayan Alex Katz, çağdaş resmin en önemli temsilcilerinden biri. 70 yılı aşkın bir süredir devam eden uzun kariyeri boyunca kendini burayı ve şimdiyi tasvir etmeye adadı, bu yüzden sanatını "şimdiki zamanda resim yapmak" olarak tanımladı. 
Katz'ın en önemli eserlerinden biri “Siyah Elbise” (1960)'tir; burada eşi Ada'yı altı kez, her seferinde zarif bir siyah kokteyl elbisesi içinde tasvir eder. Aynı figürün tekrarı, Andy Warhol'un birkaç yıl sonra yarattığı Marilyn Monroe, Liz Taylor ve Jackie Kennedy portrelerindeki seri karakterle karşılaştırılabilecek bir film şeridini anımsatıyor. (Brandhorst Museum web sitesinden)


Amerikalı sanatçı Aaron Gilbert, geniş formatlı resimlerinde modern kapitalizmin şekillendirdiği dünyada bile gizli bir manevi düzeyin olduğunu gösteriyor. “Crossing Guard” (2022) filminde kıyametvari bir şehir manzarasında üç kişi gösteriliyor. Turuncu-mor gökyüzü Edvard Munch'un “Çığlık” (1893) eserini, güneş ise bir marka logosunu veya ilahi bir gözü anımsatıyor. Bütün bunlar sahneye gerçek dışı bir hava katıyor ve sanatçı bunu şöyle tanımlıyor: “Tasvir ettiğim bedenler kapitalizmin ağırlığı altındadır. Bu gücün çok mevcut olmasını istiyorum. Hayatımızda olduğu kadar işimde de hakim olmasını istiyorum. Bu güçler var ama oyunun kurallarını aşabilecek güce nereden erişebileceğimizi merak ediyorum. (Brandhorst Museum web sitesinden)

Pope.L, Parti Odası, 2001 
-1. Katta ise
Andy Warhol ve Keith Haring ile. Hayatın Partisi”, 
Her iki sanatçıya da adanmış dünyanın ilk kapsamlı kurumsal sergi. Gösterinin başlığı Keith Haring'in doğum günü partilerinin sloganından alınmıştır: "Party of Life" 1980'lerin MTV, disko, moda, hip-hop, new wave ve grafiti evrenini anlatıyor. Sergi bu ortamda Warhol ve Haring'in sanatsal dostluğunun izini sürüyor. 130'dan fazla eseriyle sanatsal öz imajı, işbirliğine ve ortak projelere açıklığı ve ortak vizyonu arasındaki paralellikleri ortaya koyuyor: Sanat erişilebilir olmalı ve mümkün olduğunca çok insana ulaşmalı.


Warhol ve Haring'in ikisi de Pensilvanya'daki Hıristiyan ailelerden geliyordu. Eşcinsel erkekler olarak yaratıcı ve sosyal yuvalarını, aralarında otuz yıl olmasına rağmen New York'ta buldular. Pop Art'ın kurucularından biri olan Warhol, genç Haring'e ilham kaynağı oldu. Kendisi de “Metro Çizimleri” ile kamusal alanı fethetti, sanatını aktivist poster kampanyalarında kullandı ve 1986 yılında uygun fiyatlı sanat objelerinin satışı için ikonik bir yer olan Pop Shop'u açtı. Bu süre zarfında Warhol ayrıca yeni teknikler, medya ve kanallar üzerinde deneyler yaptı. Son dönem çalışmaları televizyon programları, sipariş edilen sayısız eser ve ünlü kişilerin portreleri ile karakterize edilirken, aynı zamanda resme dönüş ve varoluşsal ve kışkırtıcı temalara dönüş ile karakterize edilir: "Son Akşam Yemeği", "Çekiç ve Orak" gibi resim grupları. ve "Bayanlar ve Baylar", acil toplumsal sorunlara ilişkin kesin gözlemleriyle buna tanıklık ediyor.
 
Warhol ve Haring'in çalışmaları aşırı sosyo-politik çalkantıların olduğu bir dönemde yaratıldı ve bugün hala oldukça günceldir. Sergide, iki sanatçının aşırı tüketim kültürü ve yeni medyanın olanakları, eşcinsellik, nükleer savaş korkusu, AIDS salgını ve aktivizm ile kriz zamanlarında toplumsal arayışlar arasındaki etkileşimi sekiz tematik düzlemde deneyimlenebiliyor. (Brandhorst Museum web sitesinden)










Cuma, Eylül 27, 2024

Münih Keşfi - Saray ve Meydanlar

Pandemi sonrası ilk yurtdışı seyahatimizi tamamlamış bulunmaktayım.

Fazla uzun bir ara oldu 😔

Kaygılar, politik ve siyasi koşullar, ekonomi…

Almanya Münih, pandemi öncesi düşünülmüş ancak plan olarak kalmıştı.

O zamanlar gidebilseydik bu kadar çok şey görebilir ve yapabilir miydik emin değilim.

#KurTuğ 🙏🏻

Her zaman ki gibi güneşimi alıp yanıma gittim Münih’e. ☀️

Zira o hafta sonu Orta Avrupa’yı etkisi altına alan Boris fırtınası Çekya, Avusturya, İtalya, Almanya ve Polonya’da sellere neden oldu.

Bizse bol güneş ve sıcak hava ile 5 gün boyunca gitmek istediğimiz her yerin keyfine vardık.

☀️🙏🏻

Münih’i sevdim. Şehirde binaların arasına beton üstü çimen serili parklar değil, gerçek doğanın arasına serpiştirilmiş evler var.

Geleneksel mimarinin izlerini taşıyan az katlı evler ve çatı dairelerinin pencerelerine bayılıyorum. Küçükken Heidi izlemenin etkisidir belki de. 😃

Kentsel dönüşüm, yenileme çalışmaları burda da var. Özellikle şehir merkezinde.

Gördüğümüz yerlerin kısa bir özetini yapalım.

Nymphenburg Sarayı, harika bir bahçesi var. Patikalarında yürürken ağaçların arasında gizlice flüt çalan Pan heykeli ile karşılaşmak güldürdü. Zira Pan’ın bu kadar iyi aklımda kalmasının nedeni Ata Demirer’in Eyvah Eyvah 3’teki sahneleri 🙈😂

Sarayın arka tarafından bahçeye giriş  yaptığımız için olağanüstü güzellikteki süs havuzu ve ufuktaki saray binası büyüleyici. 😍


Haritasından da görülebileceği gibi büyük bir bahçe ve orman içi patikalarda çok güzel yürüyüşler  yapılıyor. 

Bir sarayın bahçesi her zaman fotojeniktir. Gökyüzü açık bir de bulutlar varsa daha da güzel olur. Saraydan çıkıp kanal boyunca yürümeye devam ettiğinizde Stiglmaierplatz, Marienplatz gibi şehrin ana meydanlarına ulaşıyorsunuz.

Yolumuzun üzerinde harika dondurmalı pasta ve kupaları olan Sarcletti’yi kesinlikle tavsiye ederim. 1879’dan beri 😉 

Belediye binasının olduğu meydan ve geleneksel Alman mimarisinin vazgeçilmezi olduğunu düşündüğüm güzel çiçekli balkonlu binaları hayranlıkla izliyor insan.



Ve yine tarihi bir fırın Rischart 1883’den beri varlığını sürdürüyor. Üst katında meydan manzarasına karşı geleneksel alman hamur işlerini yiyebilirsiniz.


Cumartesi, Eylül 14, 2024

Hayatımızın Yeni Dönemi -Peri Menopoz ve Menopoz

Bekarlığa veda, baby shower, diş buğdayı ve daha bir sürü parti var hayatımızda.
Gerçek ya da şaka emeklilik, boşanma ve kaynana oluyorum partileri de gördük sosyal medyada
Yapan var mı bilmiyorum ama ben de “hoşgeldin menopoz partisi” yapmayı düşünüyorum. 😂


Her kadının gerçeği, 70’lerde doğanların şu yıllarda uyumlanmaya çalıştığı hayatımızın bundan sonrası.

Kişiye göre farklılıkları olsa da en bilinen, sıcak basmaları ve ardından gelen aşırı terleme. Vücut aşırı ısıyı dengelemek için terliyor doğal olarak.

Menapozun öncesi peri menopoz. 

Bence menopoz geriye bakarak anlaşılan, ileriye bakarak yaşanılan bir dönem.

Geriye bakarak diyorum çünkü son yıllarda yaşadığım, doktora  gittiğim pek çok şikayetin menopoza bağlı olduğunu bugün anlıyorum.

Özellikle yabancı yayınlar sayesinde bu farkındalığa ulaştım.

Sıcak basması ve terleme dışında…

Nedensiz kaşıntılar, bazı kaşıntılar sonrasında oluşan morluklar -çok alerjik cildim, çok hassas-
Donuk omuz -spor yaparken ters bi hareket yaptım sanırım-
Boyun tutulması, kas gerginliği -aşırı stres yüzünden çok gerginim-
Belim, kalçam kalınlaştı -kilo aldım-
Kilo veremiyorum -eskiden 2 gün az yesem hemen verirdim-
Odaklanamıyorum, her şeyi unutuyorum -B12 eksik sanırım-
Sürekli ve aşırı kanama 
Göz kuruluğu
Aşırı kuruyan topuk ve eller
Uyku düzensizliği, gece sık uyanma
Baş ağrısı
Duygusal dalgalanmalar
Depresyon

Liste daha uzar gider. Takip ettiğim Amerikalı bir yazar 70 belirti sayıyor. 

Belirtiler tamam da çözüm nedir dersen?

Herkesin biyolojik ve ruhsal durumu birbirinden farklı. Bu yüzden tek bir doğrusu yok.

Hatta deva olduğunu düşündüğün bir yönteme karşı vücut da bir süre sonra uyumlanıyor ve artık eskisi gibi etkisini göremiyorsun. 🤦‍♀️

Kaçılmıyor yani

Ama yine de mümkün olduğunca Aromaterapi, sağlıklı beslenme, lif tüketimini arttırma, keten tohumu, pilatese devam.

Faydası olur diye takip ettiğim hesapları ekliyorum. 🤓




Bugün ki araştırmalarım sırasında gördüm ki, Eylül ayı peri menopoz farkındalık ayıymış.
Farkında olalım, hayatımızın yeni dönemini sağlık ve huzurla geçirelim. 💪
İnkar etmek, yok saymak değil aksine konuşup paylaşmak, eğlenmek lazım.


Cumartesi, Ağustos 10, 2024

Bergama’da Bir Gece


 14 Ekim 2023  00:17

Bergama’da Taş konakta….


Eski bir rum evinde sadece karşılıklı 2 odada biz vardık. Kapılar kilitli değil, camları tam örtmeyen kanaviçeli patiska perdeler, yürürken ahşapın çıkardığı ses, sonrana odaya eklenen banyoların rutubet kokusu.


Yandaki butik otelden gelen canlı müzik sesi, odadaki o hoş olmayan kokuyu duymamak için açtığım pencereden gelen soğuk ve ses


Bütün bu etkenler birleşince - ha bi de rahatsız yatak- alerji ilacı içmeme rağmen bir türlü uykuya dalamamak.


Sürekli uyanıktım sanki tüm gece ve sabah olmuyordu. Arada bir dalsam da tedirgindim.


Bölgenin enerjisi yüksekmiş dedi otelin sahibi. Otelde kalan farklı insanların söylediğine göre…


Akropolis, kızıl avlu, asklepion üçgeni


Güneş tutulmasına bir kala


Ablam da odalarındaki benzer kokudan rahatsız olduğu için yanıma geldi. Tek başıma olsam bu etkenlere bir de korku eklenecekti belki ama ına rağmen keyifsiz bir gece geçirdim.


Huzursuz en doğru ifade


Sabah Bergama Müzesi, Asklepion ve her yerde karşımıza çıkan bir sürü tarihi eser


Asklepion gerçekten değişik bir yer. Zamanın şifahanesi olmasının verdiği ya da duyduklarımdan etkilendiğim.


Ama bir sürü şey öğrendim, araştırıp birleştirip yazmak istiyorum.


Çok gezen mi çok okuyan mı diye sorulur ya, nereyi gezdiğin ve ne okuduğun bence cevabı.


Bu seyahatim kültüre yatırımdı iyi ki dediğim. 


Çok şükür


Bergama gitmeyi aklımın ucundan geçirmediğim bir yerdi. Sadece seyahati kolaylaştırmak için konaklayacak bir durak olarak seçmiştim. 


Oysa gidilmesi gereken özel bir yermiş. 


Sen yola çık yeter ki, yol seni gitmen gereken yere götürüyor.


🙏🏻



Kitaplarla Kendime Düşünmeler

Marcus Aurelius 
(Kendime Düşünceler MS. 2. yy)

Okuyacağım kitapları kendim seçtiğimi sanıyorum ama sadece zamanı geleni okumaya başlayabiliyorum.

Tesadüflerle önüme çıkan kitaplar birinden diğerine sıçrarken, kendimi bambaşka bir noktada bulmama neden oluyor.

Şikayetçi değilim aksine çok memnunum.

Hayat benimle kitaplar aracılığı ile konuşuyor.

Dönüşüm, değişim için yol gösteriyor.

Kimler, neler?

Mesela şu an elimdeki

Kendime Düşünceler / Marcus Aurelıus

Öncekiler… (sıralı değil)

Neden Böyleyim? Nasıl Değişebilirim?/ Emre Özarslan

Momo /Michael Ende

Kendiniz Olma Alışkanlığını Kırmak /Joe Dispenza

Kızlar Annelerini Kaderini mi Yaşar? / Betül Demirkıran Dündar

Uyanış /Can Perimçek

Anılar Düşler Düşünceler / Carl Gustav Jung 

Kirpinin Zarafeti / Muriel Barbery

Seninle Başlamadı / Mark Wolyn (Zeytin Ağacı’ndan önce okuyup bitirmiştim)

Sinan Canan’ın bir kaç kitabı

Tatilde Tanıştığımız İnsanlar / Emily Henry

Yeryüzünün Bütün Fıstıkları / Başar Başarır

Yaşamak / Yu Hua

Büyümenin Türkçe Tarihi /Murathan Mungan

Bir de okuyup sevmediklerim, anlayamadıklarım var. 

Kafka Dönüşüm

Virginia Wolf  Deniz Feneri

Stefan Zweig Karmaşık Duygular