Johann Hari’nin Çalınan Dikkat kitabını hayretler içinde okudum. Bir kez daha hepimizin aynı dertten müzdarip olduğunu ama itiraf etmekten çekinerek kendi kendini yola getirmeye çalıştığını gördüm.
Her Pazartesi, her ilkbahar başlanan diyetler gibi kararlılıkla başlayıp, küçük bir kaçamakla bozulup eskisinden daha çok tüketme döngüsüne girdiğimiz bir çıkmaz.
Hari de benzer yollardan geçtiğinden kendini ıssız bir adaya değilse bile tüm teknolojik imkanlardan soyutlayıp daha fazla kendi başına kalacağı bir hayata sürüklemiş kendisini. Kitapta özellikle bu deneyimini anlattığı bölümleri ibretle okudum.
Kitabı okumaya başlamadan önce ben de kendimi sosyal medya kısıtlamasına sokmuş, 3 gün sonra şu bu derken –sağolsun ülke gündemi de hiç yardımcı olmuyor- ekran sürem öncekinin de üstünde.
Kendime verdiğim sözler, hedefler tutulamıyor.
Daha çok akış halinde olmak, sevdiğin şeylerle uğraşmak, kitap okumak, mutfakta vakit geçirmek. Hepsi bir yerden sosyal medyaya çekiyor seni. Yapmak istediğin tarifi ararken, okuduğun kitapta geçen bir şeye bakmak, blog yazacağın konu için araştırma yapmak…
Disney çizgi filmlerinde fırından çıkan turtanın kokusunun evin penceresinden çıkıp kahramanımızı burnunun deliklerinden yakalayıp eve sürüklemesi gibi.
Kapılıp gidiyoruz.
Sosyal medyanın, internetin icat edilmediği dönemin çocukları olarak araştırma için kütüphaneye gitmeye, ansiklopedilerden dönem ödevi hazırladığım için mutluyum.
Şimdiki çocukların işi gerçekten çok zor.
Kitaptan aldığım bazı notlar…
Son 30 yılda çocuklukta muazzam değişimler oldu. Zamanlarını büyük ölçüde kapalı kapılar ardında, büyüklerin gözetiminde ya da ekran başında geçiyor. Çocukların okulda geçirdikleri zaman da yeniden tasarlandı. Batı dünyasının büyük kısmında eğitim sistemi siyasetçiler tarafından sınavlara çok daha fazla öncelik verecek şekilde yapılandırıldı. Sınav çılgınlığı kaygıyı arttırıyor.
Sıklıkla karşımıza çıkan DEHB’in çok fazla stres bulunan ortamlarda yetişen çocuklarda görülme ve tanı oranı artıyormuş.
Çocukların oyundan mahrum kalması; yaratıcılığın gelişmesi, insanları okumayı öğrenme, ikna etme, hayal kırıklığıyla baş etme gibi sağlam bir kişiliğin temellerinin oluşmasına engel oluyor.
Zihninizin gezinmesine izin verin, 8 saat uyuyun, işlenmiş gıdaları bırakın, sosyal medyanın dikkat aralığınızı kırmak için tasarlanmış olduğunu unutmayın tuzağına düşmeden aralar verin, dikkat dağınıklığın için kendini suçlama odaklanmak için ne yapabilirsin düşün, stres odaklanmanın en büyük düşmanı.
Dünyayı deneyimle tarzımız her on yılda bir hızlanıyor, gitgide daha az odaklanır olduk.
Ekonomik büyüme toplumu düzenleyen merkezi ilke konumunda. İnsanları daha çok yer ya da daha az uyur hale getirdiğinizde ekonomik büyüme için bir kaynak bulmuş oluyorsunuz. Yeni pazarların yoklugunda her yıl büyümesi gereken ekonomi bize aynı sürede gitgide daha fazla şey yaptırmak zorunda kalıyor. Hepiniz beynimizin ve vücudumuzun ihtiyaç duyduğu kadar uyku uyumaya geri dönecek olsak ekonomik sistem için deprem etkisi yaratır.
Çalınan Dikkate karşı bazı adresler…
https://www.humantech.com (İnternetin işleyişini değiştirmek için mücadele verenler)
Https://letgrow.org (Çocukların oyun oynamasına izin verilmesi konusunda)
https://www.turninglifeon.org (Küçük çocukları teknoloji bağımlılığından koruma konusunda)
Johann Hari’den ara sıra bilgi almak için, www.stolenfocusbook.com/mailinglist
Kitabı okudum da benim hayatım mı değişti?
Hayır
Okuduklarınız her şeyi bir anda değiştirmiyor. Önce bakış açınız değiştiriyor, kendinizi suçlamaktan suçlu psikolojisinden çıkıp kendi karşınızda değil de yanınızda durup “ne yapabiliriz?” diyorsunuz.
Bu yazıyı yazmak, bloğuma daha fazla içerik üretmek, daha önce hiç yapmadığım şeyleri yapmak için motivasyon hissetmek kendime “aferin” demem için yeterli.
Sosyal medyayı henüz azaltamadım 🤭
Aşağıda da yapay zekaya göre kitabın öne çıkan başlıklarını bulabilirsiniz.
Modern dünyada maruz kalınan bilgi miktarının artması ve sürekli bir işten diğerine geçiş yapma zorunluluğu, dikkat süresini kısaltıyor ve derinleşmeyi engelliyor.
İnsanların bir işe tamamen odaklanıp zamanın nasıl geçtiğini unuttukları "akış hali"ne girme yeteneklerinin azalması.
Az uyku, aşırı çalışma, stres ve yanlış beslenme alışkanlıkları gibi faktörlerin dikkat becerilerini olumsuz etkilemesi.
Dijitalleşme ve kısa içerik tüketimine yönelimin, uzun metinlere odaklanma ve derinlemesine anlama yeteneğini zayıflatması.
Zihnin serbestçe dolaşmasına ve yaratıcı bağlantılar kurmasına izin veren boş zamanların azalması.
Sürekli stres altında yaşamanın, beynin "savaş ya da kaç" modunda kalmasına ve odaklanma yeteneğinin azalmasına neden olması.
Sosyal medya platformları ve diğer dijital araçların, kullanıcıların dikkatini çekmek ve onları ekranda daha fazla tutmak için tasarlanmış algoritmalarla çalışması. Bu teknolojilerin zaafları öğrenip manipüle etmesi.
Dikkat sorunlarının sadece kişisel çabalarla çözülemeyeceği, asıl sorunun sistemik olduğu ve kolektif bir mücadele gerektirdiği vurgusu. Hari, bireysel dijital detoksların geçici çözümler sunduğunu, ancak toplumsal bir değişimin şart olduğunu belirtiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder