Pazartesi, Aralık 31, 2012

2013'e 1 Kala

Veeee yine bir yılın sonuna geldik...

Hamd olsun :)))

Uzun zamandır ilk defa tüm hafta sonunu evde geçiriyorum

Haliyle böyle boş bir vakit bulunca uzun zamandır elime ne geçerse attığım dolaplara bi çeki düzen vermek, yılın sonunda gereksiz yük yaptığım maddi manevi şeylerdenkurtulmanın iyi olacağını düşündüm...

Tam bu işi yaparken farkettim ki, geçen yılın sonunda da ben böyle bi temizlik yapmış 2011'in 2012'de yıldızlar size ne getirecek türünden dergileri kitaplarını karşılaştırma yapmadan atmışım, ama bu kez yüzleştikten sonra çöpe attım :)))

Evet hiçte öyle ballandıra ballandıra anlattıkları gibi süper şeyler olmadı ama ben yine de razıyım 2012'nin kendisinden, dilerim o da razıdır benden :)))

http://dortyaprakliyonca.blogspot.com/2011/12/astrolojinin-yl-sonu-snav.html

Geçen senenin sonunda ilham gelmiş bu dilekleri döktürmüşüm :)))

Dileklerimi tüm içtenliğiyle tekrarlıyor ve bir kaç yeni satır eklemek istiyorum...

Umud etmek için nedenlerimizin

Gerçekleştirmek için hayallerimizin

Dans etmek için içimizdeki müziğin

Keyfe harcamak için paramızın

Elini tutmak için sevdiklerimizin

Paylaşmak için dostlarımızın

Zevkle yorulmak için işimizin

Gülmek için kahkahalarımızın

Yemek için çikolatalarımızın

Oynamak için oyuncaklarımızın

Yaşamak için ruhumuzun


Her şeyin güzel olacağına inancımızın
Kainatın mükemmel işlediğine  güvenimizin

En çok kendimizi sevecek ama
herkese de verecek kadar çok sevgimizin

Sağlığımızın, huzurumuzun hep olması dileğiyle...

Pazar, Aralık 30, 2012

Hamsili Pilav

2012'nın son pazarında son anda hamsili pilav yapmaya karar verince, bi yandan da fotoğraflayıp blog için malzeme topladım...

Bu çekim sırasında daha önce kafaları koparılıp ayıklanmış hamsilerin orta kılçıklarını çıkartıp hamsili pilavın dış cephesi sorumlu olduğum için çekimler ablam tarafından yapıldı

Pilavın yapımcısı ve hamsi döşeme ustası ise annem :)))

3-4 çorba kaşığı -tepeleme- mısır ununa bir tatlı kaşığı tuz ekleyip hamsileri bu una buladıktan sonra  hamsilerin orta kılçıklarını kuyruklarıyla birlikte çıkartıyoruz. (1,5-2 kilo kadar hamsi)



Pilavı bildiğiniz iç pilav...

İsterseniz üzümlü fıstıklı ama bizde pek tercih edilmez.

Yine de kısaca pilav tarifini de verelim...

Kare borcam için

1,5 su bardağı pirinç
1 büyük soğan
tuz
salça
zeytinyağı
1 su bardağı +1/4 su bardağı su
piştikten sonra bol maydanoz, yenibahar, karabiber

resimleri takip ederek yerleşim ve görsel düzenlemeyi yapıp hamsilerin üzerine elinizle zeytinyağı sürüp, kırdığınız bir iki defne yaprağını serpin...

Önceden ısıtılmış fırında 200 derecede 30-35 dakika hamsiler iyice kızarana kadar pişirip afiyetle yiyebilirsiniz.








Perşembe, Aralık 20, 2012

Nihayet

Ozlemistim...

Bu sene hic gelmiycek sanmistim...

Cuma, Aralık 14, 2012

Yine Bir Trafik Aksaminda

Beraberiz...

Eroglu'nun o bahsettigim sevimsiz insaatini yine gordum az once :((( trafik olunca farkediyorum iyi ki her gun trafik olmuo

Ama bu aksam daha keyifliyim cok yakisikli bi adamin telefonumun ekraninda bana bakarak romantik sarkilar soylemesinin etkisi olabilir mi ki acaba???

:))))

Tanistiriyim Michael Buble...


Perşembe, Aralık 13, 2012

Arseli Mim (cikolatali kek gibi oldu bu isim)


Beyazim yada yeni adiyla Arseli-ce bu mime de cevap yazmazsam cok kizcak bana biliorum :)))

Onun icin hemen cevapliyorum, ustelik mimimi o solemeden gidip buldugum ve cevapladigim icin yildizli bi pekiyi de bekliyorum kendisinden:)))

Iste mimim ve cevaplarim

1-Mantığın mı yoksa Duyguların mı ön plandadır?
Mantigimla dusunur duygularimla hareket ederim. cok dogru bulmasa da kova ruhum balik ruhum bildini okuyo :))
Pisman miyim???
Hayiiiiir, ben buyum

2-İnsanlar niye mutlu değiller?Niye gözlerinin önündeki mutlulukları görmüyor ve şükretmesini bilmiyorlar?
Ne yazik ki yasam olcu birimi maddi seyler oldugunda eldeki ne kadar buyuk olursa olsun yetmio...
Allahima sukurler olsun ki gokyuzundeki bulutlar bile benim icin sukretme nedeni :)))

3-Çok para harcayıp keşke almasaydım yada harcamasaydım dediğin bir şey var mı??
Hatirlamiorum,

aaaa var...

Su gunlerde vahlandigim spor salonuna odedigim yillik aidata karsin her aksam gitmemek icin kendimi ikna edicek bahaneler bulmam.

Israaaaaf :))))

4-Haklı olduğun bir konuda hakkını savunur musun yoksa susmak adalet mi dersin?
Bulundugum kosullara ve ortama bagli

5-Tok gözlü müsün yoksa herşeyim olsun diyenlerden misin?
Ac gozlu di'lim o kesin :)))
Tok gozluluk, bi lokma bi hirkaysa...
Bi kadin icin biraz zor ;))
ama dikkat etmeye calisiyorum

Biiittiii :)))

Resimsiz olmaz yazi...

Cok alakali di'il ama gosteresim vardi size bunu, aslinda yeni bi mim konusu bile olabilir ;))))

Dusunelim....

Minik Fare

Kimsenin gecmisinize bakip sizi sinirlandirmasina izin vermeyin.

Hayal edebilyorsaniz yemek yapabilirsiniz

Geride biraktiklarina odaklanirsan onunde seni bekleyenleri goremezsin

Biz karar verince degisum baslar

Sadece hayal ettigin kadar ozgursunn

~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Gecenlerde bir kez daha oturup Ratatouille filmini izlerken not almistim Agust Gusto'nun bizim gurme fareye verdigi ogutlerden...

Simdi buldum diger notlarin arasinda, tam da bugun bi cesaret icimdeki minik farenin firar planlari yapmasi ustune bi isaret olmali

Mi acaba???



Pazar, Aralık 09, 2012

Yahya Efendi Turbesi

Besiktas'ta Yildiz Parki'nin hemen yanindan dik bir yokusla cikilan sokaktaki Yahya Efendi Turbesi'nden daha once bahsetmistim yanilmiyorsam.

Uzun zamandir tadilattaydi, acildi acilacak haberleri yaz sonu icin geliyodu, sonra Izmir'den gelen arkadasim Ufuk bayramda acil agi haberini verdi...

Ve bayramda sonra bugun, artik acilmistir gidelim dedim...

:(((

Hala acilmamis ama bitmis!!!

Neden acilmiyormus, basbakan gelcekmis onu bekliyormusuz :((

Biz de kabir ziyareti yapip, kedi sevip, manzaraya bakip donduk...

Yani benim gibi acildi mi diye merak edenlere en guncel bilgi...

Acilmadi ne zaman acilcagida belli di'il :(((

Basbakani taniyan varsa bi rica etseniz de gelip aciverse

Bu arada oyle bi kedi vardi ki bahcesinde, adi surmeli olsa yeridir...





Pazar Kahvaltisi

Haftalardir 6'da kalkip yollara dusmekten -haftasonu dahil- sabah kahvaltisinda evde olmaya hasrettim...

Bu pazar kahvaltidaki varligimi daha da anlamli kilmak icin ev halkina ozledikleri bi'sey yapmak istedim...

Yonca waffle ;)))



Cuma, Aralık 07, 2012

Istemiyoruuuuum

Etrafi cevrilmis arazilerin basina yerlestirilmis tabelada oraya dikilecek yapinin resmi alaninda devasa bir kule resmi gorunce...

Vampirleri oldurmek icin kullanilan kaziklardan biri kalbime saplaniyor sanki...

Vampirleri oldurmek icin o sivri kaziklar ise yariyorda, bu kulelleri yok etmek icin ne lazim???

Vampirleri cagirsak bi'sey yapabilirler mi???

Ttkom arena yanindaki Eroglu insaatin yeni projesi olur beni boyle tehlikeli dusuncelere iten :(((

Istemiyorum artik bu sehre baska plaza istemiyorum, rezidans istemiyorum

Almayin bunlardan, siz aldikca daha cok yapiyolar...

Yapmasinlar artik :(((

Salı, Aralık 04, 2012

Niye yok???

Teknoloji o kadar ilerledi, her bi'sileri yapiyoz...

Ama niye hala bireysel olarak ucamiyoruz???

Bi tarafimiza (sirtimiza, kolumuza, bacagimiza) bi'si takip niye istedigimiz yere gidemiyoz hala???

Gitcen yer karsinda duruyo ama arada otoyol var, taksiye binicen kisa mesafe ama taaa oteden dolancan yok alt gecitten geccen...

Iste o dedigim sey olacak k, viiiuuw diyince ordasin

Yok mu bi muhendis icinizde, bi icat lutfen bi icat :)))

Ben Buyum

Boğazlı kazağımı ve çizmelerimi giydiğim için bu kadar mutlu olcağımı söyleselerdi inanmazdım...

Evet hep güneş olsun, yazlık giysilerle dolaşalım, denize girelim, piknik yapalım istiyor insan ama bu doğanın da bi düzeni var...

Dönmezse mevsimler, yağmazsa kar

Nasıl büyür buğdaylar

Uyuyup dinlenmeden açarsa

Meyve ağacı çiçeklerini... 

Ben şükrettim bugün

Ve keyifle giyindim...


Renk ikonum sevimli ve unutkan balık Dolly

Pazar, Aralık 02, 2012

80'lerden Dergi Reklamları

1980 yılı Elele dergilerinde ki reklamlar...

En aklımızda kalanlar...

Favorim kesinlikle Blendax Şişesi kokusu, yapsalar yeniden



Dört Yapraklı Yonca Bankası :))


Bu kadar aynı kalan Pril'den başka yok galiba...



Cuma, Kasım 30, 2012

1980'lerde Kadın Dergisi

11'de başlayan toplantım uzayınca öğlen planlarımı değiştirip şirkette yemek zorunda kaldım :(

eee haliyle ağrılık çöküyor insana, bi de dışarda yağmur olunca...

10 dakka kapatsam gözlerimi stand by konumuna geçsem diye düşünürken...

"Haaayııır, şu teyze hazinesinden yayınlıycaklarını yayınlasana"

deyiverdi iç ses...

İç sese kulak veriyor ve dediğini yapıyorum :)))

Tek kanallı siyah beyaz televizyonlar zamanında dergi, hem de kadın dergisi kaç çeşit olabilirdi ki...

Kadının adı bile yoktu ki...

O zamanlar dergiler al-oku-at şeklinde değil,

al-biriktir-ciltle-sakla şeklinde kullanılırdı...

(Hatta cilt kapağı bile veriyomuş dergi)

İyi ki de öyleymiş, iyi ki de teyzem iyi bi saklamacıymış...

Huzurlarında 1980 yılı Elele dergilerinden seçme sayfalar

Genel yayın yönetmeni Çetin Emeç,

Kasım 1980 kapağı... (tam 32 yıl)

Acaba poşette mi satılmıştı o dönem???

Şimdi bile böyle bir kapak göremeyiz...

Genelde dergi içeriği doğum, annelik, özellikle de köy ebelerine ayrılmış sayfalarda Anadolu'nun sesi duyurulmaya çalışılmış.

Cinsel sağlık, cinsel bilgi bu özel kapakla dergi içinde ayrılmış. İllüstrasyon konusunda o dönemde okurlardan da şikayet gelmiş ;))


30 sene önce de televizyon aynıymış, daha doğrusu insan ilişkilerine katkısı hem de tek kanalla :)))




O zaman da erkekler bekarlığı tercih ediyormuş ama nedenleri farklıymış ;))


Veee kadınlar matinesi...

Solistler Müjde Ar, Bülent Ersoy (takım elbiseli) :)))



Salı, Kasım 27, 2012

Sarkilarin Havasi

Gunlerdir kitap okumaktan evde, serviste muzik dinlemedigimi bu aksam farkettim...

Ruhumun ihtiyaci varmis romantik sarkilar dinleyip, icimin kuytu koselerini dolasip kapisi kapali odalari acip hatirlamaya dusunmeye hatiralara dalmaya...

Bazen bi resme dalip gecmis muhasebesi yapmaya, bi sarkinin hatirlattiklarina hickira hickira aglamaya, anlamsizca o hayalden bu hayale dolasmaya, neden yokken iclenmeye, kararlar verip ic sesinle meydan okumaya...

Ama olmadi ki simdi ne guzel havaya girmis melankolik asik yaziyodum...

Niye degisti bu calan sarkilarin havasi???

Pazartesi, Kasım 26, 2012

Portakalli, uzumlu ve bademli kek

Yedigim portakallarin kabuklarina kiyamayip sakliyodum iki gundur, kek yaparim diye

Ama nasil bi kek???

Dustayken ilham perilerim geldi (yukselenim balik ya, su degince ucuyorum)

İlham perim dedi ki;

Tamam!!!

portakal tamam, uzumde iyi gider ama yetmez badem olsun bi de icinde...

Gecen ki havuclu kekin tarifini baz olarak kullaniyoruz

4 yumurta
2 su bardagi seker
2 portakalin kabugu
1 su bardagi cekilmis badem
1/2 su bardagi kuru uzum
2 bardak un
Kabartama tozu, vanilya

İlla ki her yaptigim seyde bi fantezi yapcam ya ;))

Yagladigim kaliba seker doktum, sonra ucuncu bi portakalin kabuklarindan minik parcalar kesip, sicak suda kabuklarini soydugum bademleri kesip tabana yaydim hamuru da uzerine doktum.

Her seferinde bi heyecan bi stres...

yapsam ya tutturup ayni tarifi her seferinde

Yooook illa supriz olcak ;)))







Cuma, Kasım 23, 2012

Akşam Güzeli

Çarşamba'nın marifeti aslında...

Gündüzünde canımın kek istediği, akşamında unuttuğum

Yollardaki gündemi kaçırmıyim diye takip ettiğim Murat Kazanasmaz'ın "Murat usta kek yapıyor" tweeti üzerine

"aaaa ben kek yapcaktım :oo" diyip,

9:30'ta mutfağa dalıp bi çırpıda yapı verdiğimdir kendisi

Çok basit

4 yumurta
2 su bardağı şeker
1 su bardağı rendelenmiş havuç
1 su bardağı iri dövülmüş ceviz
1/2 su bardağı kuru üzüm
2 su bardağı un
1 pk vanilya
1 pk kabartma tozu
2 su bardağı un ve canımızın çektiği kadar tarçın

sırrımız en az 5 dakika  yumurta ve şekeri çırpmak
üzümleri daha bi minik olsun diye bıçakla gelişi güzel doğradım
cevizleri buzdolabı poşetine koyup masanın üzerine serdim, bir elimde mikser 5 dakikalık

çırpma süresini doldururken diğer elimdeki su bardağıyla cevizlerin üzerinden geçiyodum

Allahııııım, şu an kekin kokusu geldi burnuma

Salı, Kasım 20, 2012

Teknolojinin Zirvesinde

Turkcell'in bu yılki teknoloji zirvesi gündüz son derece bilgilendirici akşamsa son derece eğlendiriciydi...

Mobil ve finansla ilgili oturumlara katıldım ama paralel oturumlarda ki konular da ilginçti...

Turkcell'in  kurumsal pazarlama direktörü Mert Başar'ın başarılı moderatörlüğünde "Mobil Uygulamalarla Müşteriniz Cepte" mini sohbetinde Migros'un CIO'su Mustafa Bartın'ın samimi itirafları ile çok eğlenceli ve bilgiledirici. Sahnedeki ekip 45 dakika di'il de 4 saat konuşsaydı çok memnun olurdum.

Akşam eğlencenin zirvesine dönüştü...

Cem Yılmaz'ın bir saatlik akıllı telefonları diline doladığı showu harikaydı. Showdan aklımda kalan bi kaç şey, şimdi tek tuşla arıyosun istediğini; ya o çevirmeli telefonlar hele 0'ı çevirdin mi başa dönmesini bekle 11 haneyi çevirmek 5 dakka sürer, iki numara çevirip aman ne arıycam diyip bırakırsınız telefonu...


Ünvanları doladı diline yapmayanın yapmayanı, yapmayanın yapmayanının yapmayanı

Genel kelimesi bi'şeyin başına geldi mi değerini düşürüyor, kültür -genel kültür; ev-genelev; müdür...

Kadınlar digital, erkekler analog ekseninde ne espriler

Sonra gece yarısı saat 2'den sonra atılan mesajlar -uyuyor musun, özledim türünden- aşağıdan gelen vahiyle olduğu

Haaa bi de iphonelarda ekran büyütmek için yapılan parmak hareketi var ya, ona ilişkin açıklamaları bitirdi herkesi...

Ve Cem'in üstüne Model konseri...

Süperdi :))))

Severdim şarkılarını zaten ama canlı performansları Dağılmak İstiyorum şarkısında dans etmek iyi geldi ;)))




Pazar, Kasım 18, 2012

Muharrem Ayı - Aşure Zamanı

Muharrem ayıyla birlikte yani yeni hicri yıla girmiş bulunuyoruz. Daha çok aşure yapılıp dağıtılan ay olarak hürmet edilse de kendisine; dinimizde oldukça kıymetli aylardan biri.

Öncelikle haram aylardan biri; yani

“Haram aylar” Cahiliye devri uygulamasına göre, hürmet edilmesi gereken, savaş yapılması ve kan dökülmesi yasak olan Kameri aylar demektir. “Haram aylar” nitelemesinin, bu aylarda yapılacak ibadetlere daha çok sevap, günahlara ise daha çok ceza verilecek olmasına dayandığı da ifade edilmiştir.

Muharrem ayının 10. gününe rastlayan aşure gününde olduğu düşünülen bazı olayların bugünün ne kadar değerli olduğunun bir göstergesi olduğunu düşünüyorum...
Tüm bunlarla birlikte peygamberimizin Muharrem ayının 9-10 ve 11. günlerinde oruç tutmayı tavsiye ettiğine dair bilgiler var.


a. Rivayete göre, Hz. Nuh’un gemisi Tufandan kurtulup, Cûdî dağına Aşûre günü oturmuştur. Bilindiği üzere, Hz.Nuh, Allah’ın emri üzerine kendine inananları yaptığı bir gemiye bindirmiş, tufan gerçekleşince, inanmayanlar suda boğularak helak olmuşlardı. (Hûd, 25-43)

b. Hz. Ademin tövbesinin kabul edilmesi,
c. Hz. İbrahim’in, Nemrut’un ateşinden kurtulması,
d. Hz. Yakub’un oğlu Yusuf’a kavuşması,
e. Hz. Musa ve İsrail oğullarının Firavunun zulmünden kurtulmaları, 10 Muharrem (Aşûre) günü gerçekleştiği rivayet edilen olaylar arasındadır.

Bu bölümde yazdığım bilgiler için başvuru kaynağım Diyanet'in Muharrem ayı ile ilgili makalesi, tamamını okumak isterseniz. 
Ve gelelim Aşure tarifimize (Anne Aşuresi)


Malzemeler:

2 su bardağı buğday
1 su bardağı nohut
1 su bardağı kuru fasulye
1 neskafe fincanı kuru üzüm (sıcak suda yıkanıp, bekletilmiş)
1 kase fındık (bütün olarak)
2 su bardağı süt (sıcak olmalı)
7-8 tane kayısı (minik doğranmış)
toz şeker
tuz



Buğdayı iyice yıkayıp sarı suyunu çıkardıktan sonra kaynayan kadar pişirip bir gece bekletiyoruz. Aynı işlemler kuru fasulye ve nohut için de yapılarak sabahı  bekliyoruz.

Ertesi sabah bu üçlüyü düdüklü tencerede su ekleyerek biraz daha pişiriyoruz. (suyu göz kararıyla sizin kontrolünüzde)

Bu işlemden sonra düdüklüde artık tamamen erimiş olan karışımın içine fındık hariç tüm malzemeyi ekleyip 15 dakika daha pişiriyoruz.



Bu işlemden sonra 1 kilodan biraz az şeker 1 tatlı kaşığı tuz, fındık ekleyip karıştırarak pişirmeye devam ediyoruz. (Şekerini tadına bakarak ayarlamamız gerektiğinden kesin bir ölçü veremiyoruz. Sürekli karıştırmak lazım çünkü bu noktadan sonra dibinin tutma tehlikesi var)

İndirmeye yakın 2 su bardağı süt ve 1 fincan gülsuyu ekliyoruz.



Zevkimize göre üzerini süsleyip servis edebiliriz. Tavsiye edilen süsleme unsurları bol tarçın, kuş üzümü, çam fıstığı, dövülmüş ceviz yada fındık -her ikisi de olabilir- ince doğranmış kayısı, ince doğranmış incir, nar

Ustasında tüyolar: şeker buğdayı sıkar, incirin taneleri dağıldığından aşurenin rengini karartır, ceviz de karartıcı bi unsurdur, sulu kaçarsa kısırlık bulgurla koyulaştırabilirsiniz, içine eklediğiniz su ve süt kaynayan aşurenin ısısına yakın olmalı


Ve konu komşuya eşe dosta dağıtılır ki, mübarek olsun :))


Eskiler

Kaybolmasın, unutmiyim  diye önem verdiğim ne varsa -notlar, resimler, broşürler gibi- tıktığım rafımda az sonra yazmaya başlayacağım aşure tarifini ararken bi dosyanın içinde farklı zamanlarda çekilmiş eski tek tek fotoğraflarımı buldum ;)))

Nasıl bi tarihi geçiştir o...

Şirketteki ilk yılbaşı partimiz Hilton'da Ayşegül, Seda, Yeliz ve ben
Bi iki sene sonra Seda'nın düğün sonrası kokteylinde 
Bi arkadaşımın düğününde masterdan diğer arkadaşlarla
Sonra başka bi arkadaşımın nikahından bir resim (bi resim de eski eşi var yanında, diğerinde yeni eşi ;)
Antalya'daki şirket gala yemeğinden saçlarım upuzun
Başka bi arkadaşımızın düğünün de yine 2002 yada 2003 olmalı
Eski okulumda bi seminer sonrası o zaman ki iş arkadaşlarımla sene 96
Zamaaaan nasıl da geçiyor...


Evet, birazdan yazacağım tarif gibi ben de aşure gibi karmakarışık oldum :)))

Çarşamba, Kasım 14, 2012

05:20


Son bi saattir gozlerimi yumup uykumun gelmesini bekliyorum. Halbuki daha 4 saatcik uyumustum ve hafta ici is gunu biraz daha uyumak icin neler vermezdi insan...

Ama iste hasta olmak bole bisi, sana yatmak icin uyumak icin zemin hazirlar fakat uyku terk etmistir seni :((

Bi haftadir coook hafif belirtilerini hissettigim mevsim hastaligi dunden beri yaklasirken hizini arttiran bi firtina gibi sehri teslim almak uzere...

Oysa aksamdan beri butun silahlarimi kusanip direniodum ona, ama bu saatte oturup bunu yazdigima gore ya kale dustu ya da kapiyi kirmak uzere...

Bu hastalikla savasim diger yanda annem, burnumu her fisirdatarak silisimde; basimi nerde bu kadar usuttugume dair bi ipucu yakalamaya calisiyo...

Bu aralar banyo yapip evden cikmis miyim, balkona kafayi uzatmis miyim, gece ustum acik mi kalmis, Gelibolu'da cok mu ruzgar yemisim

Haaayir anne, olcagi varmis oldum :))

Ustelik aksama Jeniffer Lopez konserine gidicem, muhtemelen ondan hasta oldum murphy kanunu :))))

Veeee sabah ezanlari okunmaya baslar...

Salı, Kasım 13, 2012

Tarihi Kumbara - Teyze Hazinesi

Teyzemin evi bir hazine sandığı bizim için,
Her şeyi öyle bir hassasiyet ve özenle korur saklar ki...
O kadar düzenli ve titizdir ki; dolabındaki çekmecesindeki bir şeyin kazara bile olsa yerinden kımıldaması mümkün değildir...

İşte bu 1962 model kumbarası...

O zamanlar çin malı icat edilmediğinde gerçek ahşap ve oyma...

Kesinlikle nadide bi parça

Ve teyzemin albümünden...

7 Mart 1982

Teyzemin sarıldığı ben, -koyu renk bluzlü teyzem-