Bu bahar herkesi bir parça dağıttı, sağa sola savurdu, arada bir kendini toparlayanlar kalkıp bi şeyler yaptı, yazdı. Sonra yine rüzgarla kapılıp kayboldu ortalardan.
Sanem, Sofi, Degree, Sıdıka, Gülümseyiş (hatta onun blogu tamamen uçtu) herkes kayıplarda. Ben de arayı bir haftadan fazla açmamaya çalışıyorum. Çünkü bir koptun mu toparlamak zor oluyor.
Hani kitap okuyordum ya, "Erkekler Neden Bazı Kadınlarla Evlenir?" en son bloguma yazdığımda elime aldım bi daha da yok. Blogumu takip eden de beni okuyor sanır. Bazen böyle alıp alıp bırakıyorum işte. Ama gene ne yaptım? Gittim kitap aldım. Artık eve götürmüyorum iş yerinde masamda küçük bir kütüphane oluşmaya başladı.
Bir de son günlerde masaja, refloksolojiye merak sardım. Aslında hep meraklıyımdır da bir iki yeni kitap daha aldım. Dahası Ender Saraç'ın Doğanın Şifalı Eli kitabındaki rahatlatıcı masaj yağı tarifini uyguluyorum. Başka tariflerde var ama henüz onları denemedim.
Karışımı hazırlayıp evin en ucundaki en sessiz odaya gidiyorsunuz. Mümkünse oda karanlık olacak, bir kaç tane mum, mutlaka tütsü yakılacak. Ben şu aralar evde olduğu için gül kullanıyorum. Tercihen duştan sonra gözenekler açılmış olacak. Artık masaj başlayabilir.
Karışıma gelince 2 tatlı kaşığı susam yağı, 1 tatlı kaşığı melisa yağı, 2 tatlı kaşığı gülsuyu, 1 tatlı kaşığı ylang ylang yağı ve bir kaç damla lavanta yağı. Hafif ılık olacak.
Bu yöntemin uygulandığı 3 kişide sonuçtan inanılmaz memnun. Ruhsal ve bedensel yorgunluğu alıp götürüyor.
Yoncacım, yazılarıma ara verdiğimde hep seni düşünüyorum ve çok takdir ediyorum, 2005' ten beri o güzel yazılarını yazıyorsun, utan Sofi, geç klavyenin başına diyorum ama işte bazen herşey üst üste gelip bir karışıyorsun ki yine öyle dalgalanmalardaydım, küçük oğlum liseden mezun oldu, hemde teşekkür getirdi, onların erken kapanıyor otelcilik olduğu için, askerim yarın sabah terhis oluyor yani hepsi hayırlı şeyler, yeni bir düzene geçiyoruz anlayacağın, heyecan, sevinç, umut hepsi bir arada...Kocamaaan sevgiler ve hıdrellezde tüm dileklerin kabul olsun...
YanıtlaSilBloğuma uğramanıza oradan iş yoğunluğum dolayısiyle cevap verememiştim.
YanıtlaSilSize dönüp güzel yorumunuz için teşekkür etmek istedim.
Bloğunuzuda sevdim.
Sevgiler...
Biz buralardayız da asıl sen nerelerdesin? Cevap da alamaz olduk yorumlara :))
YanıtlaSilSevgiler
Sevgili sofi, herşey yolunda olsun sağlığın sıhhatin yerinde olsun da arada bir de yazsan olur. Nasıl olsa biz seni unutmayız:)
YanıtlaSilYaşamın kıyısında iade-i ziyaretin ve güzel yorumun için teşekkürler
Sanem'cim ne demek yorumlara cevap yazmamak. Hiç olur mu? Ancak bu aralar işlerim bir hayli yoğun fırsat bulamıyorum yanıt yazmaya. Akşamları da yorgunluktan bilgisayarı açmaya üşeniyorum. Kusura bakmayın lütfen. En kısa zamanda telafi ederim :)
Merhaba Yonca,
YanıtlaSilBlogunla yeni tanıştım. Merhaba demek istedim. Bu arada masan çok şirin görünüyor. Şu an kendiminkine bakıyorum da pek renksiz geldi :))
Sevgili uzunbacak; iş yerinde evden daha fazla geçiriyoruz. Ne kadar kendi dünyanı yaratırsan kendini o kadar huzurlu hissediyorsun. Ama kabul ediyorum, bu civarda benimki kadar farklı masa yok :)
YanıtlaSil