Ben bugün karar verdim, bir mevsimin adını değiştirmeye. Sonbahar, Kış, Boğaziçi, Yaz. Yani artık ilkbahar falan yok, bir mevsimi bir yer bu kadar mı güzel yaşar?
Aslında dün akşamdan planımız sabah kahvaltısı için Mihrabat Korusu'na gitmekti. Rezervasyonumuzu yapmıştık. Ancak dün gece benim midem bozulup da geceyi kötü geçirince iptal etmek zorunda kaldık. Üstelik benim yüzümden planın bozulmuş olması canımı sıkıyordu. Kahvaltıdan sonra Tema Parkı'na gidelim dedim.
İyi ki demişim.
Bunca zamandır gitmemek, kaybedilmiş anlara işaret ediyor.
İşte resimler... Hepsi bana ait.
Parkın girişinde sizi ilk karşılayan manzara
Rumeli Hisarı her zamanki asaletiyle
Elma çiçekleri
Aslında erguvan dalları arasından Rumeli Hisarı'nın kulesini çekmek istedim ama hava o kadar kapalıydı ki net çıkmadı.
Erguvan sevgilimle kavuştuk. Pek ilişkimizi ilan etmek istemesek de, siz yabancı değilsiniz.
Erguvan Terası adı verilen seyir terasının manzarası
Bizim küçük maymun :) Sabah izlediğimiz çizgi filmdeki maymunu taklit ediyor. Çimenlerin üzerinde kendini yerden yere atmaktan helak oldu, resmen kendini kaybetti.
Bir şeyler atıştırmak için hemen yakındaki Güzelcehisar Cafe'de mola verdik. Servisten çok fazla bir şey ümit etmezseniz muhteşem bir yer. Kendinizi kentin dışında doğayla bütünleşmiş hissedebilirsiniz.
Hayat aslında dört dörtlük değil. Her yer böyle sakin ve huzurlu değil. Sahiller ve parklar bu şehirden kaçma hissi uyandırıyor. Eminönü ve Üsküdar
Tema Parki'na bende 2 sene evvel gitmistim. Gercekten super bir yer ki biz bayagi asagilara inmistik, neredeyse Tem'e gelecektik. Hic bilmedigim gormedigim bir suru bitki ile karsilasmistim. Ama tavsiyem sonbahar'da da gitmen. Her tarafi hazan yapraklari kapliyor. Kipkirmizi inanilmaz guzel ve huzunlu bir yer oluyor.
YanıtlaSil