Masalları herkes sever. Küçükken dinlenir de, büyüyünce çocukca bir şeymiş gibi çoğu kez farketmeden önünden geçer gidersiniz. Asıl büyükler okumalı.
Küçükler yaşamadan daha aldatmayı, kandırılmayı, masal gibi geliyor masalsa anlatılanlar. Ama okudukça görüyorum ki aslında masallar en gerçek olanmış.
Şimdi de La Fontaine'den masalları okumaya başladım. İş Bankası yayınlarından Sabahattin Eyüboğlu'nun Fransızca aslından çevirisiyle. Yani en doğru haliyle. Farkettim ki masalları orjinal çevirisinden okumak gerek, çünkü aksi takdirde yazan kendine göre mutlu sonlar farklı yollar çizebiliyor.
Eminim kitabın sayfalarında ilerledikçe, buraya yazmak isteyeceğim pek çok masal çıkacak. Ama şimdilik Çok Başlı Ejderha'yla, Çok Kuyruklu Ejderha'nın masalını anlatacağım size.
Türk padişahının bir elçisi
Alman imparatoruna gelmiş bir ara
Tarihlerin yazdığına göre bu elçi
Kendi padişahını övmüş Almanlara
-Bizim sultan, demiş;
Çok daha kudretlidir sizin imparatordan
Alman'ın biri üstelemiş:
-Bizimkinin öyle beyleri var ki, demiş;
Her biri bir devletin başıdır,
Her bey ayrı bir odu çıkarır.
Türk elçisi uyanık adammış,
Lafın altında kalmamış:
-Evet, demiş; duymuşluğum var
Başlarına buyrukmuş sizin beyler
Ama bakın bu durum ne getirdi aklıma
Olmayacak bir şey, ama oldu, ben gördüm.
Çitle çevrili bir yerde oturuyordum,
Bir de baktım yüz başlı bir ejderha,
Yüz başını birden
Geçirmiş çitin deliklerinden.
Sen gel de korkma,
Kanım donacaktı neredeyse.
Ama korktuğumla kaldım, o başka.
Ejderhanın başları girdi,
Gövdesi giremedi çitten içeri.
Bitti derken bu korkulu rüya,
Birde baktım bir başka ejderha;
Bu seferki tek başlı, yüz kuyruklu,
Geldi çitin önünde durdu.
Ben başladım yine
Ecel terleri dökmeye.
Bu ejderhanın tek başı
Giriverince bir delikten,
Gövdesi, kuyrukları, muyrukları
Süzülüp geldi ardından,
Deliği açtıkça açaraktan.
Anladınız mı ne oluyor
Bu iki ejderha?
Biri sizin imparator,
Biri bizim padişah
Bekliyoruz devamını :)
YanıtlaSilİlkokuldan beri okumamışım.Özlemişim de.