Kayakla tanışmam 45 yaşından sonra oldu
Kar severim ama yağarken izlemek ve yürümek için
Bu yaşıma kadar Uludağ’a bile gitmişliğim yoktur.
Hatta kayak gördüğüm ilk yer İsviçre Luzern yakınlarındaki Pilatus’tur.
Bizzat kayakla tanışmam ise geçen yıl Ilgaz’da oldu
Hayatımın en büyük şokunu kayak botlarıyla ilk ayağa kalktığım anda yaşadım.
Karikatürlerde gördüğüm beton dökülen tenekelerin içindeki bacaklara sahiptim.
Düşe kalka kaymaya başlıyorsun bir süre sonra 😃
Dizlerinden sıkça problem yaşayan biri olarak kazasız belasız, ağrısız, sızısız dönmüş olmak bile yeterdi.
Dağ havası, hava değişimi de cabası.
Bu yıl kayaklarla ikinci buluşmamdı
Daha bi yakınlaştık, paralel kaymaya başladık
Rotamız bu sefer Kars, Sarıkamış
Karıyla meşhur, kristal kar
Tarih 1 mart’ı gösteriyor ancak hava sıcaklığı 11 derece
Otellerin çatılarındaki karlar su olmuş akıyor
Pistin aşağı kesimlerinde toprak görünüyor
Seni hiç böyle hayal etmemiştim Sarıkamış :(
Neyse ki geceleri yağan kar biraz umut oldu
Ama pist kalitesini ve benim gibi acemilerin kayma yeteneklerini sınayacak bir ortam oluşturdu
İlk üç gün kazandığım pratikle parkur atlamaya doğru giderken ertesi gün yerlerdeyim ama çok güzel düşüyorum
Beyin, bacak koordinasyonu sıfır 😃
Risk almak yerine kayakları çıkarıp normal botlara geçip, telesiyejin tadını çıkardım
Kaymaktan daha keyifliydi bence
Güvenli
Hava tadı çıkarılacak kadar güneşli ve güzel olmasaydı hikayenin bu kısmı daha farklı olurdu muhakkak
Nihayetinde bu kadar teferruatlı malzeme ihtiyacı olan, tek başına (acemiler için) giyip çıkarması bile zor bir şeyle gönül bağı kurmam zor. Hele bu yaştan sonra.
Ama senede bir kez gidilebilir. 😃
Ekip güzel
Not: Bu yazıya çocukluğumdaki dergilerde (Fırt ve Gırgır) gördüğüm, ayaklarına beton dökülen adam karikatürünü bulup eklemek istedim. Ancak googleda bulamadım. Artan beton fiyatlarının bu konuda bir etkisi var mıdır acaba?