Ben yazmayı çok özledim
Ama bir yandan da bir türlü başlanamayan rejimler gibi bi türlü başlayamıyorum
Arada defterlerime yazıyorum ama bu bloga değil
İnsan kalbi durunca mı ölür?
Yoksa kendiyle bağlantıyı koparttığında mı?
Dönüp şöyle bir tarihçeme baktığımda artan, sonra azalan ve en sonunda duran bir yazma grafiğim var
Ben öldüm mü?
16 sene aynı istikrarda yazmak elbetteki kolay değil
Ama bu kadar da boşlamak olacak iş değil
Bugünden geçmişe baktığımda
Cesaretimi kaybetmişim
Korkak, ürkek, hesapçı olmuşum
Hesapçı derken okuyanın ne düşüneceğini yorum yapacağına hüküm verip kendime saklamayı tercih etmişim
Ben diye bir şey pek kalmamış
Tıpkı hayatımız son yıllarda giren hızlı içerik tüketim mecraları gibi fikirlerim hissettiklerim yazıya dönüşemeden timeline’ımdan akıp gitmiş
Hiç bir şey içime değmemiş
Değse de yazıya dönüşememiş
Ama en acısı da
12 yıl önce yazdığım “Boş” bir yazının bugün her kelimesini bire bir yaşıyor olmak nasıl yerimde saydığımın acı bir göstergesi
Nasıl risk almaktan kaçındığımı
Beni köle eden sistemin sunduğu yapay dünyada kalmak için hiç bir şey yapmadığımı görüyorum
Büyümek sorumlulukları da beraberinde getiriyor şüphesiz ama kendi ruhundan vazgeçmeden de yapabilmeli insan
Öğrenilmiş çaresizlik yerine cesur adımlar atmalı