İnsanoğlu ateşi bularak, kendine yepyeni bir dünya yarattı
Ama elektriği bularak da kendini en büyük mahkumiyete bağladı...
Artık elektriksiz bir hiçiz
İnternet yok, telefon yok, su yok, sıcak yok, soğuk yok, yemek yok, yok, yok, yok...
Niyetim bu irdelemeye girmek değil,
Sosyal medyada markaların elektrik kesintisini etkin bir iletişime dönüştürdükleri tweetlerinden haberdar etmek sizi.
Krizi fırsata çevirenler yani ;))
ve diğerleri...
sosyalmedya.co
Salı, Mart 31, 2015
Pazartesi, Mart 30, 2015
Balkabaklı Cheesecake
Yenilenmiş Balkabaklı Cheesecake tarifim...
Kabaklar...
500 gr kabak (küp küp doğranacak ama çok küçük değil)
400 gr toz şeker
1/2 kg su
25 dakika orta ateşte pişirip, çatalla kontrol ederek altını kapatıyoruz.
Taban...
1,5 paket burçak yada sultani bisküvi (rondodan geçirilerek toz halinde)
80 gr eritilmiş tereyağ
80 gr ince çekilmiş ceviz
3 çay kaşığı tarçın
iyice harmanlanarak kelepçeli kalıp tabanına sıkıştırılarak döşenir. Hazırlanan taban dinlenmek üzere buzdolabında 15-20 dk. bekletilir.
Hamur- Cheese bölümü...
500 gr labne peyniri (fazla suyu süzülmeli)
1 paket krema (bu ikili çırpılarak karıştırılır)
1 su bardağı toz şeker (krema ve labne karışımına eklenip çırpılır)
3 yumurta (tek tek kırılarak hamura eklenir)
1 yemek kaşığı tepeleme un
1 paket vanilya (elenerek hamura karıştırılır ve son halini alır)
Fırına vermeden önce
Buzdolabında dinlenen taban döşenmiş kelepçeli kalıbın dışı alüminyum folyoyla kaplanır.
Hazırlanan hamur tabanın üzerine dökülür
Daha önce pişirilen kabakların 2/3'ü şerbet kısmı alınmadan hamurun içine karıştırılır. (eşit dağıtmaya özen gösterin)
Folyoyla sardığımız kalıbı daha büyük bir tepsinin içine oturtup büyük olan tepsinin içine de su koyarak fırına veriyoruz.
150 derecede 1 saat pişen cheesecake'imiz fırın kapandığında halen biraz gevşek gibi dursa da fırında yarım saat sonrasında dışarda 3-4 saat dinlendiğinde kendini bulacaktır. (tercihen 1 gece)
Sosu...
Chesecake adını veren üstündeki sosudur, gerisi teferruattır :)
daha önce pişirdiğimiz bir kısmını hamura eklediğimiz kabakların kalanını 3-4 yemek kaşığı şerbetinden de ekleyerek kıvamlı bir püre haline getirip üzerini güzelce kaplıyoruz.
Yarım cevizlerle süslediğimiz cheesecake sunuma hazır hale gelir.
Afiyet olsun
Kabaklar...
500 gr kabak (küp küp doğranacak ama çok küçük değil)
400 gr toz şeker
1/2 kg su
25 dakika orta ateşte pişirip, çatalla kontrol ederek altını kapatıyoruz.
Taban...
1,5 paket burçak yada sultani bisküvi (rondodan geçirilerek toz halinde)
80 gr eritilmiş tereyağ
80 gr ince çekilmiş ceviz
3 çay kaşığı tarçın
iyice harmanlanarak kelepçeli kalıp tabanına sıkıştırılarak döşenir. Hazırlanan taban dinlenmek üzere buzdolabında 15-20 dk. bekletilir.
Hamur- Cheese bölümü...
500 gr labne peyniri (fazla suyu süzülmeli)
1 paket krema (bu ikili çırpılarak karıştırılır)
1 su bardağı toz şeker (krema ve labne karışımına eklenip çırpılır)
3 yumurta (tek tek kırılarak hamura eklenir)
1 yemek kaşığı tepeleme un
1 paket vanilya (elenerek hamura karıştırılır ve son halini alır)
Fırına vermeden önce
Buzdolabında dinlenen taban döşenmiş kelepçeli kalıbın dışı alüminyum folyoyla kaplanır.
Hazırlanan hamur tabanın üzerine dökülür
Daha önce pişirilen kabakların 2/3'ü şerbet kısmı alınmadan hamurun içine karıştırılır. (eşit dağıtmaya özen gösterin)
Folyoyla sardığımız kalıbı daha büyük bir tepsinin içine oturtup büyük olan tepsinin içine de su koyarak fırına veriyoruz.
150 derecede 1 saat pişen cheesecake'imiz fırın kapandığında halen biraz gevşek gibi dursa da fırında yarım saat sonrasında dışarda 3-4 saat dinlendiğinde kendini bulacaktır. (tercihen 1 gece)
Sosu...
Chesecake adını veren üstündeki sosudur, gerisi teferruattır :)
daha önce pişirdiğimiz bir kısmını hamura eklediğimiz kabakların kalanını 3-4 yemek kaşığı şerbetinden de ekleyerek kıvamlı bir püre haline getirip üzerini güzelce kaplıyoruz.
Yarım cevizlerle süslediğimiz cheesecake sunuma hazır hale gelir.
Afiyet olsun
Pazar, Mart 29, 2015
Performans Grafiği
Hayatımız sürekli olarak bir şeyleri karşılaştırarak, sunumlar hazırlayarak geçiyor. Ve o grafiğin hep yukarı daha yukarı çıkması hedefleniyor.
Ben de 10 yıllık blog performansımı şöyle bir grafiğe dökeyim, içler acısı performansımı gözler önüne sereyim dedim.
Bu blogu yazanı 2011 yılından beri istikrarla düşen performansından ötürü nasıl değerlendirmek gerekirdi bilmiyorum.
Ama ben kendisini günahlarıyla sevaplarıyla sevdiğim, iyi günde kötü günde hep birlikte olduğumuz için, yazmamak için geçerli nedenlerine hak verdiğim için istediğini yapmak da serbest :))
Diğer yandan 10 yıl önce yayına hayatına başlayan blog yazarlığını istikrarla sürdürebilmek de takdir edilesi kabul edelim.
Siz de desteğinizi esirgemeyin lütfen ;)
Sarı Işık
Benelux seyahat notlarımın bir kısmı halen defterimde duruyor...
Seyahatimiz sırasında günlerin de kısa olması nedeniyle şehirlerin akşamlarını da fazlasıyla görme imkanı bulduk. Yüksek tavanlı, geniş pencereli evlerde güneş battıktan sonra yanan tüm lambaların yumuşak sarı bir ışık verdiğini gördüm. Hollanda'da bir tek evde bile beyaz ışık yoktu.
İstanbul'a baktığımızda durum tam bir karmaşa...
Tek renk ışıkları olan bir binaya rastlamadım, Beyaz, sarı karışık, hatta bazen çok daha ilginç gece kulubü aydınlatmasına sahip evler de görmek mümkün.
Yıllarca kristal avizelerde kullandığımız klasik şeffaf camlı ampüllerin yerini daha çok ışık verdiği için tasarruflu beyaz ampüllerle değiştirmeye başladık. Ve hayatımız beyaz ışık oldu.
Hastane gibi, beyaz, bembeyaz...
Ancak sarı ışığın yumuşak ve huzur verici atmosferini gördükten sonra, evdeki ampüllerin hepsinin sapasağlam olmasına aldırmadan, sarı ampüllerle değiştirdim.
Öncesinde ev halkını uyardım, şimdikinden daha karanlık olabilir belki ama sarı ışığın gözlerimize ruhumuza daha iyi geleceğini düşünerek hazırladım onları.
Gel gör ki, sarı ışık veren ampülleri taktığım ilk akşam beklentinin aksine çok daha iyi bir ışık yakaladığımızı farkettim.
Aslında gözün de istediği buymuş demek ki...
Güneş ışığı sarıdır, sıcaktır,
Alev sarıdır, ısıtır.
Mum alevi, elektrik yokken hayatımızı aydınlatandır.
Eeeee, hangisi beyaz ışık verir???
Demek ki doğalı sarı ışık...
Hayatınızda küçük bi değişiklik arıyorsanız ve ampülleriniz beyaz ışıksa, değiştirin bence ;))
Cuma, Mart 27, 2015
Goge Acik Yurekler
Gece yatmadan disardan gelen pit pit seslerine baktigimda inceden, tek tuk atistirdigini gordum. ilik bir hava ve yagmur sesleri...
huzur iste bu kadar basit bir sey benim icin...
atistiran taneleri duymak yerine hissetmek icin camdan kolumu uzattim, sonra avuclarimi actim gokyuzune...
gokten yagmur inerken yere, dualar dilekler daha bi cabuk cikarmis, daha bi kabul olurmus derler...
ben de avuclarim gokyuzunde dileklerimi dualarimi soyledim rabbime, o sirada avucuma dusen her bir damla sanki cevapti bana...
sonra acik ellerime degen su taneciklerini amin diyerek surdum yuzume...
huzurdu bana tek verdigi...
Çarşamba, Mart 25, 2015
Yazmak
her yerden notlarim cikar, gunluk niyetine tuttugum onlarca defter gecmistir hayatimdan. Blogum olsa bile her zaman hayatimda yazdigim bir defter olmustur.
Duygulardir yazdiran, icinden gecen dalgalar, firtinalar, asklar, heyecanlar...
Ama hayati etrafinda olup bitenleri bosladikca, umursamadikca, aska bile sirtini donmussen, olmayani oldugu gibi kabullenip sorgulamiyorsan duygularin da
"ne hissedicem, niye hissedicem ki?"
diyorsa o kelimeler de yan yana gelip cumle olmuyor.
o cok sevdigin, her firsatta cok ozledim valla bu sefer gelicem diye soz verip verip de gitmedigin, gitmedigin icin vicdan azabi duydugun arkadasin gibi oluyor bir zamanlar dans ettigin kelimeler.
Salı, Mart 24, 2015
Zamansiz Uykular
Günümüz insani diye başlıycaktım ki cümleye ne gerek var bu kadar genellemeye dedim...
Istanbul'da yaşayan evinden işine gitmesi saatlerle ölçülebilen özel servisleri olan insanlar konumuz...
Kurumsal sirketlerinin Istanbul'un iki yakasi degil iki en ucu arasında gidip gelebilecek servis luksune sahip olanlar...
Yataktan kalkip, ayilmak ve giyinmek, sokaga cikmak vucudun uyanip yeni gune başlaması normal olarak, bünye diyor ki "günaydın, hadi başlasın gün"
Buraya kadar her şey tamam...
Sokağa çıkıyorsun, soğuğu da yedin mi ayılıyorsun.
Gel gör ki, servise binip yola koyulduğunda tatlı bir uyku bastırıyor...
Hadi başlasın ikinci uyku dalgası...
Eee hani ayılmış güne başlamıştın...
Servisten indiğinde uykunun mahmurluğu bilip bilmediği bütün küfürleri ettiriyor insana,
Vee yeniden ayılmanın dikenli yolları
Demem o ki, bu zamansız uykular çalışan insanın ruh ve beden sağlığını olumsuz etkiliyor. Hatta araştırma yapsalar depresyonu tetikleyen bir unsur bile olabilir.
Peki çözüm nedir derseniz?
Hareket halindeki arabada okuma problemi olmayanlar bir şeyler okuyabilir. Hatta çok iyi bir seçenek. ama benim gibiler için zor :(((
Henüz kendime bir çözüm bulamadım ama araştırmaya devam ediyorum.
Buraya kadar her şey tamam...
Sokağa çıkıyorsun, soğuğu da yedin mi ayılıyorsun.
Gel gör ki, servise binip yola koyulduğunda tatlı bir uyku bastırıyor...
Hadi başlasın ikinci uyku dalgası...
Eee hani ayılmış güne başlamıştın...
Servisten indiğinde uykunun mahmurluğu bilip bilmediği bütün küfürleri ettiriyor insana,
Vee yeniden ayılmanın dikenli yolları
Demem o ki, bu zamansız uykular çalışan insanın ruh ve beden sağlığını olumsuz etkiliyor. Hatta araştırma yapsalar depresyonu tetikleyen bir unsur bile olabilir.
Peki çözüm nedir derseniz?
Hareket halindeki arabada okuma problemi olmayanlar bir şeyler okuyabilir. Hatta çok iyi bir seçenek. ama benim gibiler için zor :(((
Henüz kendime bir çözüm bulamadım ama araştırmaya devam ediyorum.
Perşembe, Mart 19, 2015
Aksam Mutfagi
Uzun zamandir kek pasta islerinden elimi ayagimi cekmistim. Fit hayatin kosullarindan sekeri ve unu, tatliyi olabildigince uzak tutmaya calistim kendimden...
yememek icin evdekilere de yapmiyordum :-)
ama bu aksam bi heves bi arzu bi istek, sofradan kalkar kalkmaz mutfaga kostum...
radyoyu actim, radyo alaturka hem de...
kendimi gecmis zaman mutfaklarinda ki anneler gibi hissettim, keyiflendim farkli bi zamana boyuta gecmis gibiydim...
cikolatali kekim icin tam portakali rendelemeye baslamistim ki, en sevdigim benim icn en suprizli olan sarki calmaya baslamasin mi ;-)))
nalan altinors, nazende sevgili...
vardir ya hani bi'sey yaparken aniden sizi mutlu eden seyler cikiverir karsiniza, o isin o seyin cok guzel olcagina bi isarettir...
iste oyle...
mutfakta bi keyif aksami boyle gecti iste...