Perşembe, Haziran 27, 2013

O'Henry & MakinaKafa



Dinlerken dikkatimi toplayıp kalamıyorum konuşanda, çoğu kez yarım yamalak dinliyorum...

Konuşma uzadıkça da (yarım saat di’il 3 dk. Sonra) kopup gidiyorum. O an ki durumumu düşünmeye ne düşündüğümü düşünmeye başlıyorum.

Yani işitsel değilim birilerini dinlemek yerine verin okuyim...

Ve fazla bireyselim, her şeyi tek başına yapmayı marifet  sanıyorum. Her ne kadar tersine inansam  da, insanlara yardım etmeyi sevsem de...

Ama yardım almayı bilmek, işbirliği yapmak yardım etmekten daha zormuş

Yardım kabul etmenin bir erdem olduğunu yeni yeni farkediyorum. Kimseye ihtiyaç duymadan ayakları üzerinde durabilmek ayrı bir şey, kendi bildiğini okuyup her şeyi tek başına yapmak işine başkasını karıştırmamak ayrı bir şey...

Ellerin üşüdüğünde yanındakine elini uzatıp seni ısıtmasını istemek yerine kollarını kavuşturup kendi bedeninin sıcaklığıyla kendini ısıtmaya  çalışmak işte bu kahrolası yeterim ben bananın  yan etkisi, olası romantik anların katili..

Çoğu kez karşımdakinin yerine sorulara cevap verip planları yapıyorum, yolu tutup gidiyorum. O aksini söylese bile beyin kurguladığı  gibi yaşıyor. Sanki tüm kararı ona bırakmış gibi kendine kurban rolünü seçerek...


Eskiden radyo tiyatrosu vardı, arkası yarın dinlenirdi

Geçenlerde Okan Bayülgen’in kitap okumalarını dinleyebildiğiniz www.makinakafa.com’u öğrendim

O’Henry’nin hikayesini dinledim bu sabah

Ama dinlemek için okumaktan daha çok çaba sarfederken buldum kendimi

Ses ister istemez kulaktan içeri giriyor  ama anlama merkezinin kapısı kapalı, ses kapıya çarpıp dönüyor

İşte o kapıyı açık tutmak için çabalıyor insan o 40 dakika boyunca

Sıkıcı değil aksine çok keyifli bir hikayeydi

Diğer kitapları da dinlemek lazım, dinlemeyi yeniden keşfetmek lazım 

Cuma, Haziran 21, 2013

Üşeniyorum

Bildiğin üşeniyorum...

Vaktim var ama bi işe başlayıp bitirecek sabrım yok

Sabır dediysem yarım saat kırk beş dakka en fazla

Annemin son dönemdeki marifetlerini fotoğrafladım, hayranları bekliyor -hatta annem de- görmek için

Ama ben tembellik ediyorum

Fotoğrafları bilgisayara aktar, iphonela çektiklerim kafalarına göre yan yattıysa onları çevirmekle uğraş falan derken koycağım alt tarafı 3-5 resim bi saati bulcak.

Aslında kendi kendime yazmamın neden, kendime manevi baskı uygulamak :))

En iyisi fotoları iphonedan post ediyim sonra olmadı düzeltirim

Tamam bana müsade, yazmakta ki amacıma ulaştım

Belki onu hallettikten sonra döner biraz daha yazarım ;))

22:37

Bildiğin sabote edildim :)))

Resimleri yayınlamak için telefonu elime aldığımda 20 dakka önce yazılmış whatsp mesajlarını görünce kayıtsız kalamazdım...

Heyecanlı bir muhabbete dalınca da, resimler için planladığım zaman biiiitti gitti

Sabote etti beni ;)))


Salı, Haziran 18, 2013

Kibris Cicekleri


Biraz geriden gelmekle beraber, tatil bittikten sonra tatil fotograflarina bakmak duzenlemek bi seyler yazmak iyi geliyor...



Salı, Haziran 11, 2013

NG

Yazarımızın tatil performansının daha iyi olabileceği tahminimize hızlı bir yanıt geldi...

Şezlonguna oturmuş, güneşin yaktığı ama hafif bir esintiyle bunalmadan, kulağında müzik ama dalgaların da sesini işitecek düzeyde elinde kalem kağıt yazarken görüldü Kıbrıs  Alsancak sahilinde...

Ama ne yazıyor bilemiyoruz...

Özlediğine ait bir kaç satır olabilir...

Sonra sabahtan beri okuduğu National Geographic'deki makalelere kaptırıp kendini

Okyanusun en derinine inen James Cameron'un -kendisi 8 dakika mr'a girince panik atak olup çıktığından- 11 bin metre derinliğe 1,5 m'lik bir kapsül içindeyken nasıl saatler geçirdiğini anlamaya çalışıyor olabilir...

Ya da Everest'e çıkmanın yayla turizmine indirgenip120 bin doları bastıranı çıkarttıkları bir organizasyona dönüşmesi karşısında çöplüğe dönen Everest'e vahlanıyor olabilir...

"Buzullardan çöpler sızıyor, yukarı kamplar yığınlar oluşturan insan dışkısıyla pislik içinde" sözlerini düşünüyor.

İnsanoğlu değdiği yeri kirletiyor, yok ediyor...

Yani çevre kirliliği ve trafik Everest'i de ele geçirmiş :((

234 kişinin 19 Mayıs 2012'de zirve yapması...

Zirve sonuçta top sahası değil ya herkes sırasını bekleyip bi zirve fotosu çekip inecek ama 234 kişi...


Saatlerce beklenen zirve kuyruğu

Ve bütün bu tükenmişliğe inat, doğal yaşam sürdürmeye çalışan, imece ve takasla köy yaşantısına -gerçek köy- ömrünü adayan insanların öyküleri...

Bulunduğum ortam itibariyle tüketimin göbeğinde yiyip, içip yatarken, oturduğun yerden okumak sonra da üzerine düşünmek ne kadar gerçekçi bilmiyorum ama...

En azından okuyorum ve düşünüyorum

En azından hala umut var bende

Pazartesi, Haziran 10, 2013

Yillik izin

Yazariniz yillik izninin bir bolumunu kullandigi icin yazilarina ara verdi diycem...

Pek inandirici olmiycak...

Yazarinizin performansindan kendisi dahil kimse memnun di'il

Ama bir ihtimal yillik izinde ve tatilde oldugu icin yazma performansinda artis bekleyebiliriz

Hadi insallah ;)))

An itibariyle sicak yaz aksamlarinin vazgecilmezi acik sacik kiyafetlerden vucudun acikta kalan yerlerine sivrisinek saldirilariyla mucadele ediyor....

Sivrisinekler pek bir sever tadini bi ordu insanin icinde gelip onun kanini emerler...

Bana musade sogan bulmaya gidiyorum, sivrisinek isiriklari ve kasintisiyla en etkili mucadele yontemidir, bu da gunun tuyosu olsun :)))