Salı, Mayıs 10, 2011

Şehr-i Konya, Uçan Mevleviler


Ülkemiz coğrafyasını öğrenmeye başladığımızda ilk öğretilenlerden biri en büyük şehrimiz Konya'dır.

Koooskocaman bir Konya, tam ortasında bir tepeciği var ki; nasıl bütün yollar Roma'ya çıkıyorsa bu şehirde de Alaaddin Tepesi'ne çıkıyor. Dahası bi yerlere gitmek için yolunuzu bulmaya çalışırken atlı karınca gibi etrafında dönü dönüveriyorsunuz.

M.Ö. 7000'li yıllara dayanan geçmişiyle adım attığınız her yerde ilk insandan bugüne zamanın nasıl geçtiğini, modern yeni dünya düzenine geçene kadar da hiç te boşa geçmediğini gözlerinizle görüp ruhunuzla hissedebiliyorsunuz.

Gezilecek görülecek pek çok şey var şüphesiz ama bir gün içerisinde gezmenizi önerebileceklerimi haritanın üzerinde işaretledim.

Düz ayak bir şehir olması sebebiyle bisiklet kullanımının çok yaygın olduğu; Lubiana-Slovenya'da görüp fotoğrafladığım bisikletler için trafik lambasını burda da görmek hoşuma gitti.


1. Alaaddin Keykubad Cami
Konya'nın merkezi diyebileceğimiz Alaaddin Tepesi üzerinde 1220 yılında inşa edilmiş. Kuzey duvarında bugün kapalı tutulan görkemli bir giriş kapısı bulunmaktadır. Girişin arkasındaki avluda iki türbe yapılmış, bu türbelerden birisi bitirilemeden yarım bırakılmış.





2. Alaaddin Tepesi
Tepe diyince aklınıza gelen şehri kuşbakışı görebileceğinizi düşündüğünüz bir yer sanmayın sakın. Bazı makalelerde "höyük" olarak geçen bana göre tepecik, pazar sabahı erken saatte in cin top oynayan, günün ilerleyen saatlerinde İstanbul'da ki sahil piknikçilerinin Konya şubelerinin öbek öbek çimenlere yayıldığı ancak onlardan farklı olarak mangal yakmak yerine çekirdek çitlenen yeşil alan.

3. İnce Minare Müzesi
Alaaddin tepesinin batı eteğinde yapım yılı 1260'lara dayanan minaresinden dolayı bu adı alan mekanın minaresi ismiyle tezat oluşturan kalınlığıyla dikkat çekici. 1956'dan beri taş ve ahşap eserleri müzesi olarak
ziyaretçilerini tuğla kubbeleri altında ağırlamakta.









4. Sırçalı Medrese Mezar Anıtları Müzesi
Sırçalı Medrese Mezar Anıtları Müzesi'nde çoğunluğu zaman içerisinde yok olan mezarlıklardan toplanan tarih ve sanat tarihi açısından değerli olan Selçuklu, Karamanoğlu ve Osmanlı Dönemlerine ait mezar taşları sergilenmektedir.

5. Şems-i Tebrizi Türbesi
Mevlana'nın hamken pişmesine vesile olan can dostu Şems'in türbesi demeyelim de onu temsilen bir sandukanın yer aldığı aynı zamanda cami olan bir yer. Aslında Şems'in gömülü olduğu yer değil orası, Mevlana'yla paylaştıkları can dostluğunu çekemeyenlerin Şems'in başını bedeninden ayırdıkları kuyu bu sandukanın altındaki mahsendeymiş. Yani sadece ruha döndüğü yer.

6.Aziziye Cami
1671-1676 yılları arasında yapılan pencereleri kapısından büyük tek cami olarak ünlenen, barok-rokoko tarzıyla bölgedeki diğer yapılardan farklı duran tek kubbeli ve direksiz iç mekan özelliği gösteren mekanın önü ve dış cephe oymaları güvercinlerin evi olmuş.




7. Selimiye Cami
Muhteşem Yüzyıl'da geçen hafta dünyaya gelen Selim bebeğin büyüyüp babası Kanuni Sultan Süleyman için yaptırdığı Mevlana Türbesinin batısında yer alan klasik bir Osmanlı camii.

8. Mevlana Türbesi ve Müzesi
Yeşil kubbesini gördüğünüz an sizi heyecanlandıran içine girdiğinde ruhunuzun boyut değiştirdiği çok çok özel bir mekan. Ne tarihi ne mimari özelliğini anlatmak geliyor içimden. Orda hissedileni anlatsam, o da paylaşamayacağım kadar özelim.





9. Arkeoloji Müzesi
Ne kadar büyük olursa olsun, bulunduğu bölgedeki o kadar çok eseri barındırmaya yetemeyeceği için oldukça küçük bulduğum ama şimdiye kadar hiç bir arkeoloji müzesinde görmediğim M.Ö. 2000'li yıllara ait günümüzde kullandığımız ve hayretler içerisinde seyrettiğim günlük yaşama dair eşyaları görmek için gidilmeli.







10. Sahip Ata Cami ve Müzesi
Arkeoloji müzesinin bitişiğindeki kırmızı tuğla ve turkuaz çinileriyle görmeden geçemeyeceğiniz bir minare ve cami avlu girişi. Yandaki kapısından çıkınca ünlü selçuklu veziri Sahib Ata tarafından yaptırılan hangahı eşsiz güzellikte Selçuklu dönemine has firuze, patlıcan moru, kobalt mavisi çinilerle kaplı  yeni restore edilmiş haliyle gezmekten büyük bir keyif alacağınıza eminim.



11. Karatay Medresesi
Konya'da Alaeddin tepesinin eteğinde yer alan medrese 1250'li yıllarda yapılmış olup, 1955'ten beri çini müzesi olarak gezilebiliyor.

Bu kültür yüklemesinin ardından kendinize gelebilmek için Meram bağlarına doğru yol alıp, çekirdek çitleyip, çay içen yanında sac böreği yiyen insanların arasına karışabilirsiniz.




7 yorum:

emili dedi ki...

Memleketimden resimler görmek çok hoştu,teşekkürler. Geçen sene 3 kafadar haftasonu için gitmiştik. Gezilip görülecek çok yeri olan,mistik bir şehir.

emili dedi ki...

Photopeach güzel birşeye benziyor. Slaytı blogda yayınlamak için ücret mi ödemek gerekiyor.Yardımcı olursanız sevinirim.

emili dedi ki...

Buldum nasıl yapılacağını,teşekkürler

Dört Yapraklı Yonca dedi ki...

umarım sesli dinlemişsindir ;))

emili dedi ki...

Şimdi sesli dinledim,gerçekten çok hoş.Elinize sağlık :)

gulay dedi ki...

Bu sema eden resimler ne güzel olmuş yahu..iyice aştın kendini sen..Majjalla 118 33 :)))

Dört Yapraklı Yonca dedi ki...

teveccühünüz efendim, Venedik'ten ilham alamadım ama Konya çok yaradı bana ;)) seyahat arkadaşlarımın da etkilerini unutmamak lazım :))))