Cumartesi, Nisan 09, 2011

Müzelere Bahar Gelmiş

Bir baharı daha İstanbul'un en güzel yerlerinde daha önce hiç yaşamamış, bu ilkmiş gibi heyecanla coşkuyla keşfediyoruz.

Önce bahar temizliği...

Çemberlitaş Hamamı'nda tenimizdeki ölü hücreleri bırakıp, ruhumuzdaki ölü hücrelerin yerine tazelerini bulmak için düştük yine tarihi yarımadanın yollarına :)))

Daha önce pek çok kez gitsem de her gittiğimde farklı bir şeyler mutlaka çıkıyor karşıma.

Kahvaltıyı tarihi bir mekanda yapmak için İslam Eserleri Müzesi'nin bahçesi mi, arkeoloji müzesinin bahçesi mi diye düşünürken.

Müze girişindeki hediyelik eşya mağazası ağına düşürdü bizi :))

Daha önce DÖSİM -döner sermaye işletmeleri- tarafından son derece sıradan ve özelliksiz ürünlerle hiç keyif vermeyen mağaza şaşırttı beni.

Özellikle İstanbul görselleri çok başarılı

bardak altlığı, tişört, çanta, bardak, müzik kutusu, not defteri var da var.

beni benden aldı. Gülay tutmasa beni, mağazayı boşaltabilirdim. O kadar yani ;)))




eski ucubik magnetler bile değişmiş, yaratıcı, eğlenceli bir hal almış.


Bilkent Kültür Girişimi diye bir şirket işletiyor. Çok da iyi yapıyor.

İnternet sitesinden daha fazla bilgi edinebilirsiniz.

http://www.bkg.com.tr/

Diğer bir değişiklik de müzelerin cafelerinde.

Son derece modern, şık, estetik, kaliteli. Adıda "Müzenin Kahvesi"



Henüz Arkeoloji Müzesi'nde faaliyete geçmemiş ancak Topkapı Sarayı 1. avlusundaki bizim favori mekanımız olmaya aday.

Avlunun en köşesine mevzilenen konumuyla girişler ve bütün avlu görüş alanınızda, tepenizde güneş, ağaçların dallarındaki haylaz kuşların çığlıkları, yemyeşil çimenler, rengarenk çiçekler anlatılmaz yaşanır.

Hiç yorum yok: