Pazar, Mayıs 04, 2008

Hafif

Aynaya bakıyorum; göz göze geliyorum kendimle. Ordan ruhuma bakıyorum. Her geçen saniye değişiyor, büyüyor olgunlaşıyor. Hayatta kaybedecek hem çok şeyi hem az şeyi olduğunu hissediyor.

Daha az kavga ediyor kendiyle, olayları daha kolay kabullenip yeni koşullarda mutluluğunu yaratmaya çalışıyor. Daha az acıyor içi istedikleri olmayınca. Çünkü bir tek kendisi kendisinden emin.

Diğerleri... Herkes kendi hayatını yaşar. Kimse kimseyi zorla tutamaz, istediği şekilde davranmaya zorlayamaz, değiştiremez.

Ben öyle bir konuda kendimle sulha erdim ki; o günden beri daha hafifim. Belki daha az önemsiyorum, daha mı az seviyorum? Sanmam. Ama garip bir felsefe oturdu yerine.

Ölümün affetmediği ya da önemsiz kılmadığı ne var hayatta?

2 yorum:

Sanem dedi ki...

Ne kadar güzel ifade etmişsin. İnsanın kendisiyle barışık olması çok büyük bir hazine bence de. Ölümlü olduğumuzu aklımızdan çıkarmadığımızda pek çok düşünce ne kadar da değişiveriyor, değil mi?

Dört Yapraklı Yonca dedi ki...

Kesinlikle Sanem'cim. Herkes bunu anlasa dünya daha huzurlu olurdu eminim ki