Cumartesi, Temmuz 08, 2006

Kadınlar

Dünyanın en karmaşık makineleri herhalde bilgisayarlardır. Ama bilene tanıyana göre de bir o kadar basit. İlk başlarda acemilik çeksen de; zamanla hangi tuşa bastığında ne olacağını bilirsin. Sürprizi yoktur.

Dünyanın en karmaşık canlısı ise kesinlikle biz kadınlar...

Standart bir etki tepki mekanizması yoktur. Bazı çok bilenler şöyle yapılırsa, böyle olur diye ahkam kesse de her etki her zaman aynı tepkiyi vermez. Bazen kızdırırken, bazen sevindirir; bazen ağlatırken bazen gülümsetir.

Kainat yaratıldığından beri onları çözebilen bir tek kişi bile çıkmadı. Uğurlarına ne savaşlar oldu, ne topraklar kaybedildi, ne kanlar döküldü. Ama hiç bir şey onlardan önemli olmadı.

Bırakın erkeklerin onları anlamasını, onlar çoğu zaman kendilerini anlayamıyorlar. Ve çoğu zaman hayretle bakıyorlar erkeğe...

Aslında kafamdan geçen karmaşık duyguların nedenine ulaşmaktı amaç. Dedim ya biz kadınlar o kadar karmaşığız ki; kendimiz bile kendimizi çözemiyoruz bazen. Bir dakika önce mutlu eden olayın bir dakika sonra farklı bir detayını bulup mutsuz olabiliyorlar. Doğa da onun böyle karmaşık olmasına ortam hazırlıyor; yağmuruyla, rüzgarıyla, güneşiyle. Belki bu yüzden o da Tabiat ANA. Dişilik öğesi yüklenmiş. Karmaşık, anı anına uymayan, günlük güneşlikken fırtınaya dönen; fırtınadan sonra hiç bir şey olmamışcasına sakin, taze.

Bir de bütün bu karmaşaya destek veren biyolojik etkenler var ki, zor olan koşulları daha da içinden çıkılmaz hale yada tam tersi imkansız denen şeyleri imkanlı hale getiren. Hormonlar

Annelik hormonu, kadınlık hormonu ve henüz adı konulmamış yada benim bilmediğim tüm diğer hormonlar.

Garip şeylerin cezalandırıldığı yada ödüllendirildiği Amerikan eyaletlerinden birinde cinayet suçundan yargılanan kadının PMS yani adet öncesi sendorumu yaşaması nedeniyle cezasının indirildiğini okumuştum.

Fiziksel etkilerini bir yana bıraktığınızda duygusal etkisinin yarattığı baskılar erkeklere uygulansa eminim ki dünya nüfusu şimdi olduğundan çok daha az, savaşlar, cinayetler, kazalar çok daha fazla olurdu.

Ama biz kadınlar bize yüklenen zorluklarla; yine bize verilen güçlerle baş edebiliyor; sevdiklerimizin hayatını cennete, sevmediklerimizinkiniyse cehenneme çevirebiliyoruz.